HABER / GÜLSÜN ARSLAN
Üniversite için Adana'ya gitmiş olan ve deprem anında ailesinden ayrı olan depremzede, acı dolu anılarını şu sözlerle paylaştı: "Gece depremden birkaç dakika önce uyandım. Sallanmaya başladığımızda ilk başta geçer diye düşündüm ama şiddeti giderek arttı. İçerden eşyalar düşmeye başladı ama yatağımda yatmaya devam ettim. Sarsıntı bitince aileme ve arkadaşlarıma mesaj attım, ancak mesajlar gitmeyince telaşlandım. Sonra ablamı aradık, görüntülü olarak çığlık çığlığa konuşmaya çalışıyordu, bu durumu görünce olayın ciddiyetini anladım."
Deprem sonrası yaşadığı korkunç anları ve çaresizliği anlatan depremzede, enkaz altında kalan ailesini beklerken yaşadığı duyguları şu şekilde dile getirdi: "Birçok ulaşım aracı kalkmıştı, hiçbir şekilde gidecek yol bulamadım. Otostop çekmeye karar verdim ve bir arkadaşımın tanıdığı aracıyla gitmeye başladım. Ancak evlerine vardığımızda başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Arkadaşlarımın evi, ailemin evi, hepsi yerin dibine girmişti. Ailemi bulup hemen sarıldım ve nenemle dedemin binadan çıkarılmasını bekledik.
"BİR KEFENLE BİLE GOMÜLMEMELERİ COK ZORUMA GİTTİ"
Nenem ve dedem enkazdan üç gün sonra çıkarıldılar onları beklediğimiz her gece içimde daha da büyük bir boşluk açılıyordu binanın altında bizi bekliyorlardı ve biz bir şey yapamıyorduk onlar olmadan uyumak bile kalbimi acıtıyordu. Üçüncü gün sonunda nenem battaniyeye sarılı dedem ise ceset torbasında çıkarılıp gömüldüler. Onların bir kefenle bile gömülmemesi çok zoruma gitmişti. Mezarlık alanında daha önce hiç bu kadar büyük bir acı görmemiştim kocaman bir sülale ve her aileden kayıplar herkes ağlıyor ama kim kime ağlıyordu belli değildi. Bir hafta nasıl geçti hiç anlamadık ne yedik ne içtik hatırlamıyorum çünkü bir hafta boyunca neredeyse hiçbir şey yiyemedik sadece su içip bir iki tane bisküvi yiyorduk.
"KİMİ SEVDİKLERİNİ SON KEZ GÖRDÜ, KİMİ İSE..."
Her yerde söylenenin aksine kimse yardım yollamamıştı koskoca bir şehir kendi başının çaresine bakmaya çalışıyordu. Hava aydınlanınca sağlam olan bir eve geçip ateş yakıp ısınmaya çalışıyorduk ve telefonlarımızı kiraladığımız jeneratörle şarj etmeye çalışıyorduk 20 den fazla insan tek bir evde ısınmaya çalışıyordu hava kararmaya yakın herkes battaniyesini alıp 5 kişi arabalara geçiyorduk. Bir hafta sonra duş alabilmiştim herkes gibi. Evde herkes boşluğa bakıp ağlıyordu herkes artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının farkındaydı ama kimsenin elinden hiçbir şey gelmiyordu. Kimi sevdiklerini son kez gördü kimi ise yarın görürüm diyip mezarlarına gitti.
"GECELERİ ARABADA KALIYORDUK"
Depremin yarattığı kaos ortamında yaşanan zorlu günleri anlatan depremzede, toplumun dayanışma ve yardımlaşma ruhunu da vurguladı:
"Mahalledeki komşular dışında yardım eden kimse yoktu. Geceleri arabalarda binalardan uzak yollarda kalıyorduk. Herkes battaniyesini alıp arabalara geçiyordu. Bir hafta boyunca neredeyse hiçbir şey yiyemedik, sadece su içip bir iki tane bisküvi yiyorduk."
"KİMSE ARTİK ESKİSİ GİBİ GÜLMÜYOR"
Depremin yarattığı travmanın etkilerini de dile getiren depremzede, "Deprem benden ve çevremdeki insanlardan neşesini aldı. Kimse artık eskisi gibi gülmüyor, gülse bile gözlerinin derinlerinde hep bir acı var. Yapılmayan şeyler kaderine terk edilen insanlar ne kadar zaman geçerse geçsin dünmüş gibi herkesin zihninde. Bir gün otururken kahkaha atıp ardından ağladığı zaman insanlar kimse garip karşılamıyor çünkü ne kadar bağırırsak bağıralım ne kadar ağlarsak ağlayalım içimizdeki üzüntü ve öfke hiç geçmeyecek. Herkes yüksek bina korkusu sarsıntı korkusu oluştu insanlar birisinin sandalyesine temas edince bile herkes paniğe kapılıp lambalara bakıyor girdiği her binada duvarları kontrol ediyor. Deprem hep korkunçtu ama bu defa yaşadığımız kıyamet gibiydi" şeklinde duygularını ifade etti.