CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün İstanbul Sultanbeyli’de Mimar Sinan Mahallesi’nde yaşayan kadınlarla bir araya geldi.
Kadınların sorunlarını ve taleplerini dinleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, çözüm önerilerini anlattı. Kılıçdaroğlu'na, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu eşlik etti.
Bir kadın, Kılıçdaroğlu’na “Suriyelilerle sorunumuz var. Kendimizi bıraktık yani çocuklarımız mahallelere çıkamaz oldu. Evimiz depreme dayanıksız. Büyük bir deprem bekleniyor” dedi. Bir başka kadın ise “Devlet okulları, çocuğumuzu verdiğimiz okullarda, bir okulda 40 tane öğrenci eğitim alıyor. Sizce bu uygun mudur? Bence değildir. Neden sınıflarda 10-20 kişi olamıyoruz? Durumumuz yok, çocuklarımızı daha iyi okullara veremiyoruz. Çocuklarımız için geniş çaplı, güzel şeyler bekliyoruz. Sultanbeyli’nin artık varoş bölge olmaktan kurtulmasını istiyoruz. Kadınlara ait daha güzel şeyler yapılabilir” diye dert yandı.
Sultanbeyli’de yaşayan bir başka kadın “Pazara gidiyoruz. Önceden 100-200 liraya giderdik. Dünyanın şeyini alabiliyorduk. Bir süt olmuş 9 lira. İnsanlar asgari ücretle çalışıyor” diye konuştu. Kılıçdaroğlu’na bir diğer kadın ise “Çok ciddi bir ekonomik kriz var. Ben ve eşim çalışıyoruz. Bir tane çocuğumuz var. Çok şükür biz iyiyiz, iyi geçiniyoruz. Ama etrafımızdaki insanlar çok kötü durumda. Bir annenin ve babanın çocuğunun ihtiyaçlarını yerine getirememek kadar zor bir şey yok” dedi.
İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Mimar Sinan’da çocukları dinlemeye yönelik bir ekibimiz gelecek. Onların da buradaki park vs. taleplerini dinleyeceğiz. Burada bir şey yapabilmemiz için önce bir yer bulabilmemiz lazım. Bazen yer bulmakta zorluk çekiyoruz mahallelerde. Belediyeye ait yer bulamıyoruz. Ya da ilçe belediyesinin oluyor. Bize verilmeyebiliyor. Onun için yapamıyor olabiliriz. Sosyal yardım konusunda, çok güçlü bir dönemi İstanbul’da yürütüyoruz. Yardımları neredeyse 5 katına çıkarttık. Hiç öğrenci bursu verilmezken 75 bin öğrenciye burs veriyoruz. Daha önce hiçbir annenin çocuk kartı yokken şu anda 500 bin anne 4 yaşına kadar çocuğuyla ücretsiz İstanbul’da yolculuk edebiliyor. Bunların hiçbiri daha önce yoktu.
“MAZOT 4-5 KAT ARTARKEN BİZ ORADA ULAŞIMA ZARAR ETME PAHASINA, ZAMLARI AZ TUTABİLİYORUZ”
Zam meselesinde suyun evinize gelebilmesi için harcadığımız paranın yüzde 65’i elektrik. Elektrik 6-7 kat artarken biz yüzde 50 zam yapabiliyoruz. Sizi daha fazla üzmemek adına. Ama elektriğin zammını biz yapmıyoruz. O, hükümetin kötü ekonomi politikaları. Mazota biz zam yapmıyoruz. Mazot 4-5 kat artarken biz orada ulaşıma sizin canınızı sıkmamak için zarar etme pahasına, zamları az tutabiliyoruz. Türkiye’nin çok derin bir ekonomik sorunu var. İster istemez her konuda şikayetçisiniz haklı olarak.
Ama inanın elinden geleni hem destek olmak hem yardımların yapılması konusunda hem de bugüne kadar hiç olmayan, burs, yurt, kreşler, süt dağıtımından bahsedebilirim. Bunlar yoktu. Olmasının tek sebebi bu zor zamanda vatandaşımıza olan desteğimizi biraz daha arttırabilmek. Buraya hafta içi çocuklarımızla görüşmeye, hatta onlarla bir etkinlik yapmaya, bir de onlara okul başlangıç dönemiyle ilgili varsa eksikleri onları gidermek için belediyemizin bir tırını göndereceğiz. Orada kitap, kırtasiye vs. hususlarda destekleri sizinle paylaşacaklar.”
Kılıçdaroğlu ise şunları söyledi:
“BELEDİYE DİYORSUNUZ Kİ ‘SEN ZAM YAPMA’. O ZAMAN BELEDİYE BATACAK. OTOBÜSLER KALKAMAYACAK”
“Belediye başkanımız, büyükşehir belediye başkanı olduğunda var olan yardımları beş kat arttırdıysa demek ki bir şeyler yaptı. Dolayısıyla, aksaklık olur mu? Elbette olabilir. Yanlışlık olur mu? Elbette olabilir. Ama iyi niyetle, var olan bütçenin büyük bir kısmını sosyal yardımlara ayırdılar. Çocuklardan tutun yaşlılara kadar pek çok yere sosyal yardımlar yapıldı. Anne kucağında çocuğuyla otobüse bindiğinde de herhangi bir ücret alınmaması bu sosyal yardımların daha görünür olmasına da yol açtı. Hep şunu söylerlerdi. ‘Sakın ha CHP’li belediye başkanlarına oy vermeyin.
Gelince sosyal yardımları kesecekler’. Hiç de kesilmedi, tam tersine 5 kat arttı. Diğer belediyelerimiz de aynı şeyi yapıyorlar. Buranın sorunu var, ben de biliyorum. Sadece buranın değil. İstanbul’da pek çok yerin sorunu var. 30 yıldır çözülemeyen sorunları ‘5 yıl içinde hemen hepsini çözün.’ Biraz izin ve zaman vereceksiniz. Bu sorunların tamamı çözülecek. Bazı sorunlar var ki belediye başkanlarının elinde değil. Onu ancak merkezi hükümet belirler. Elektriğe, mazota, her şeye zam geliyor. Belediye diyorsunuz ki ‘Sen zam yapma’. O zaman belediye batacak. Otobüsler kalkamayacak.
Elektrik düğmesine bastığınız zaman beş çeşit vergiyi belediye almıyor ki merkezi hükümet alıyor. Musluğu açtığınızda 4 çeşit vergi ödüyorsunuz. Onu belediye almıyor kii merkezi hükümet alıyor. Dolayısıyla belediye başkanlarımız ellerinden gelen her türlü imkan varsa o imkanı sizlere sunuyorlar. Ekrem Başkan, gece gündüz, günü 24 saati, kendisi ve ekipleriyle beraber çalışıyor. Hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Son 5 yılda İstanbul’da pek çok sorun çözüldü. İnşallah bundan sonra da çözülecek.
“OKULU YAPMAK HÜKÜMETİN GÖREVİ”
Okul yetersiz, 40 öğrenci bir sınıfa giriyor, dediniz. Niye okul yapılmıyor? Okulu yapmak merkezi hükümetin görevi. Eğer merkezi hükümet bize derse ki ‘Okulu siz yapın.’ Vallahi yapar. Elazığ’da deprem oldu. Türkiye’nin en güzel okulunu ama izin verdikleri için yaptılar. İzin vermeseler yapılmıyor. Siz hep beraber gidin. Merkezi hükümetin yakasına yapışın. ‘Biz okul istiyoruz. Para sende kalsın. Ekrem Başkan’a yetki ver. Ekrem Başkan okulu yapacak.’ Vallahi yapar. Niye yapmasın? Yaparız. Ama yetki olmazsa, merkezi hükümet izin vermezse okulu yapamıyorsunuz. Bu gerçeği bilmenizi isterim.
“BURANIN SORUNUNU ÇÖZMEK Mİ İSTİYORSUNUZ? BELEDİYESİ’Yİ BİZE VERECEKSİNİZ”
Suriyelilerden şikayet edildi. Allah aşkına Suriyelileri Ekrem Başkan mı getirdi? Suriyelileri ben mi getirdim? Suriyelileri bu memlekete kim getirdi? Sanki biz bize yetmiyormuşuz gibi 4-5 milyon yabancı geldi. Onlara da acıyorum. Onların da çoluk çocuğu var. Onlar da geçinemiyorlar. Ama 5-6 milyon Suriyeliyi bu memlekete kim getirdi? Siyasetçi, siyaset yaparken zenginleşmez. Zenginleşiyorsa sizin hakkınızı yiyor, demektir.
Eğer sizler, gerçekten de sandığa gidip haktan, adaletten, hukuktan yana oy kullanırsanız bu memlekette çözülmeyecek hiçbir sorun yoktur. Buranın sorununu çözmek mi istiyorsunuz? Sultanbeyli Belediyesi’ni bize vereceksiniz. Hakka, hukuka, adalete vereceksiniz. Sizden yana olanlara oy vereceksiniz. Buranın belediyesini verdiğiniz zaman göreceksiniz buranın sorunları nasıl çözülüyor.
“KADIN MUHTARLARI SEÇİN”
Bütün kadın kardeşlerime söylüyorum. Birleşin. Kadın muhtarları seçin. Bir arkadaşınız gelecek, ‘Ben bu mahallenin muhtarıyım’ diyecek. Bütün kadınlar birleşecek, onu muhtar seçecekler. Kadınlar daha dirençlidir. Niye birlik olmuyorsunuz? Niye kendiniz muhtar seçmiyorsunuz? Önce muhtarı, sonra belediye başkanını seçin. Ondan sonra bakın bakalım, sorunlar çözülüyor mu çözülmüyor mu? Beraber ve birlikte yola çıkarsanız bütün sorunları aşabilirsiniz.
Gençler, bu ülke size emanet. Beraber yola çıkacağız. Birlikte, Türkiye’nin sorunlarını çözeceğiz. Gençleri hem bugünün hem geleceğin Türkiye’sinde yaşatmak zorundayız. İşsizlik belası var. Onun da farkındayım. Bir belediye başkanı nasıl işsizlik sorununu çözer? İşsizlik sorunu hükümetin sorunudur. Çünkü parayı orası kullanıyor. Vergileri orası alıyor. İşsizlik sorununu orası çözecek. Belediye başkanı ne yapsın?
“SADECE SULTANBEYLİ’DE DEĞİL ANKARA, TRABZON’DA DA İŞSİZLER VAR”
Çoğunuzun haberi yok. Bütçede personel harcaması yüzde 40’ı aşarsa ve bir işçi alırsa başkan hakkında soruşturma açılır. Niye bu işçi yüzde 40’ı aştı diye. Yoksa her belediye başkanı ister ki kendi beldesinde işsizlik olmasın. Herkesin aşı, işi olsun. Bunu istemez mi? Herkes ister bunu. Ama sorunu çözecek olan belediye başkanı değil sorunu çözecek olan devleti yönetendir.
Siz sanmayın sadece Sultanbeyli’de işsizlik var. Gidin Ankara’ya, Diyarbakır’a, Trabzon’a, Çankırı’ya, Çorum’a orada da işsizler var. Binlerce. Üstelik üniversite bitirmiş, 4- 5 yıldır işsiz gezenler var. Üniversiteyi bitiren bir çocuğun işsiz kalması ne demektir anne baba için? O evde huzur olmaz. Çocuğu işsizse nasıl olacak? Onu everemeyecek, iş güç sahibi olması lazım. Huzur içinde yaşaması lazım.
“SULTANBEYLİ BELEDİYESİ’Nİ BİZE VERİN”
Sultanbeyli Belediyesi’ni bize verin. Buranın nasıl güzelleştiğini göreceksiniz. Parkların, yolların nasıl olduğunu göreceksiniz. El birliğiyle, buranın belediye başkanıyla büyükşehir belediye başkanı el ele verdiğinde çok sorun çözülür. Belediye başkanı bir şey yapıyor. Yapmasın diye engel çıkarıyorlar. O zaman hep beraber mücadele edeceğiz.”