Hava Durumu

#Ekrem Imamoğlu

Haberin Analizi - Ekrem Imamoğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ekrem Imamoğlu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Metin Uca sonsuzluğa uğurlandı Haber

Metin Uca sonsuzluğa uğurlandı

İSTANBUL (İGFA) - Bir süredir yoğun bakımda tedavisi süren televizyon programcısı, yazar ve sunucu Metin Uca, önceki gün 62 yaşında hayatını kaybetti. Uca için Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda cenaze töreni düzenlendi. Uca’nın Türk bayrağına sarılı tabutu, alkışlar eşliğinde sahneye getirildi. Sunuculuğunu Sunay Akın’ın üstlendiği duygusal yoğunluğu yüksek törende, Uca’nın kardeşi Mehtap Uca Erdoğan ile birlikte dostları, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu birer konuşma yaptı.   ÖZEL, UCA’YI KENDİ SÖZLERİYLE ANDI: “YÜKSEKLİK KORKUSU OLAN HERKES PİLOT OLACAK CESARETİ GÖSTERDİĞİNDE…” Törenin son konuşmasını yapan Özel, duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Benden önce konuşan herkesi dinleyince, Metin Uca hakkında en son konuşması gereken kişinin ben olduğumu ortaya çıktı zaten. Ama çok enteresan bir kişilikti. Şöyle ki; Metin Zakoğlu, benim telefonumu ona, onun telefonunu bana vermişti. Telefon çaldı. Açar açmaz ona bir cümle söylemek istedim. Aynı saniyede, eş zamanlı olarak o da bana o cümleyi söyledi. ‘Ben sizin hayranınızım, biliyor musunuz’ demiştim kendisine. O da bana onu söyledi. Uzunca güldük. Meclisteki yaptığım çok dolaşan bir konuşmadan bahsetti. ‘Sıkıldıkça izliyorum’ dedi. Dedim ki; ‘Biz, sizi izleyemedikçe sıkılıyoruz.’ 90’ların sonlarında, o muhteşem sabah haberleriyle güne başlamanın tadını, Metin Uca ekranlardan koparıldıktan beri eksikliğini, yoksunluğunu çeken biri olarak, işte bundan birkaç yıl önce iletişim kurabilmiş olduk. Ama şöyle enteresan bir yanı vardı. Televizyonla ulaşamadığı herkese, birebir ulaşabilecek kadar enerjikti. Sürekli iletişim halindeydik. İnanılmaz ilgiliydi Türkiye meselesine. Didim'de partiyi nasıl kurtulacağını konuşmuş; bana da söylerdi, ‘Neler yapmak lazım’ diye. Bence ne yapmamız gerektiğini, kendi yaşantısıyla vasiyet edip gitmiş: ‘Yükseklik korkusu olan herkes pilot olacak cesareti gösterdiğinde, Türkiye de kurtulacak, hepimiz de kurtulacağız.’ Dayısı tarafından çocukken Fenerbahçeli yapılmış. Bir tek dayısı olan biri olarak, bu acıya dayanmakla dayanmama arasında gelip giden kardeşini ve onu kardeşi gibi seven hepinizi saygıyla selamlıyorum. Işıklar içinde uysun.” İMAMOĞLU: “BİZLERE DÜŞEN, ADINI YAŞATMAK” Salonu dolduran Uca’nın dostlarına baş sağlığı dileyen İmamoğlu da şu ifadeleri kullandı: “Tabii ki onu düşünüyoruz hep birlikte. Ben de düşünüyorum. İlk kaybettiğimiz, haberini aldığımda, aklımdan ilk geçen duygu şu oldu: ‘Eyvah, güçlü bir ses gitti.’ Çünkü; ayıltan, uyandıran, düşündüren ve hissettiren çok enteresan tespitleriyle, yazdıklarıyla çoğu zaman ders veren, yön veren özel bir insandı. Bu yönüyle kaybımızın büyük olduğunu biliyoruz. Çok şey yaptı, çok yönlü bir kişilikti zaten. Dostları burada, çok güzel ifade ettiler. Tiyatro sanatçısı, kitap yazarı, haberci, gazeteci… Her yönüyle düşünen bir insandı. Biz de tabii ki sıkı takipçisi, aynı zamanda söylediklerinden gerçekten ders alan ve uyanan bir insan konumundaydık. Hayranıydım. Allah rahmet etsin. Gerçekten çok değerli bir insanı kaybettik. O güçlü sesi bize iyi geliyordu. Yapmamız gereken bir kısım hamlelere ışık tutmasıyla değerli bir insandı. Bizlere düşen; böylesi kıymetli bir insanımızı, vatandaşımızı, aydınımızı, hemşehrimizi, sözüyle, kalemiyle, ismiyle yaşatmak. Hep birlikte yaşatacağız. Allah rahmet etsin. Mekanı cennet olsun. Nur içinde yatsın.” Konuşmaların ardından, Uca’nın Türk bayrağına sarılı tabutu, yine alkışlar altında CRR’den alındı ve Ankara’ya uğurlandı. Uca'nın cenazesi, pazar günü öğle namazına müteakip Ankara Kocatepe Camii'nden alınarak, Cebeci Asri Mezarlığı'na defnedilecek.

İmamoğlu'ndan Kılıçdaroğlu’nun "Partiyi Ekrem'e bırakmayın" sözlerine cevap Haber

İmamoğlu'ndan Kılıçdaroğlu’nun "Partiyi Ekrem'e bırakmayın" sözlerine cevap

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu,İstanbul Yenileniyor” projesi kapsamında deprem güvenliği bulunmayan Bakırköy'deki İş Bankası Mensupları Sitesi'nin yıkımına katıldı. Burada gündeme dair değerlendirmelerde bulunan İmamoğlu, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediği iddia edilen “CHP’ye İmamoğlu’nu kaptırmayın direnin. Partiyi ANAP’laştırmak istiyor” sözlerine ilişkin açıklama yaptı. "CHP’liğimi kimse tartışamaz" diyen İmamoğlu, “Bu basın kupürünü, basın özetlerinde gördüm. Öncelikle benim çok referans aldığım bir gazete değil. İkincisi yani düşünün ki niye referans alınamaz; aramızdaki ilişkiyi baba-oğul ilişkisi diye tarifleyen önceki Genel Başkanımızın, beni CHP’nin en tarihi kurultayında, kurultay başkanı teklifini yaparak beni davet eden Genel Başkanımızın, böylesi bir şey söylediğini düşünebilir misiniz. Ben mümkün bile görmüyorum... O bakımdan, bu tür basın küpürleri üzerinden, yayınlar üzerinden, mesnetsiz, kaynaksız haberler vs.ler bu haberlerle bizim aramızı bozamazlar. Kaldı ki ben CHP’nin 15 yıllık üyesiyim. Artı ilçe başkanlığını yapmış, ilçe belediye başkanlığını kazanmış, iki kez de İBB’nin ardı ardına seçimini kazanmış, tabiri caizse biraz ukalaca olacak ama seçim kaybetmemiş üyesiyim. Onun için CHP’liliğimi kimse tartışmaya açamaz” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu: Saatlerce uyumadım! Haber

İmamoğlu: Saatlerce uyumadım!

İSTANBUL (İGFA) - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 45. İstanbul Maratonu'nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını 15 Temmuz Şehitler Köprüsü üzerinde, yürüyüş yaptığı esnada yanıtladı. "Bugün nasıl bir gün” sorusuna, “Güzel bir gün" şeklinde yanıt veren Başkan İmamoğlu, Ankara'da üstlendiği siyasi sorumluluğun, partisinin ve Cumhuriyetin 100’ncü yılında büyük bir onur olduğnu ifade etti.  "HİÇBİRİMİZ KOLTUKLARIMIZIN SAHİBİ DEĞİLİZ" "Sayın Özgür Özel, önemli bir dönemde, önemli bir göreve geldi" diyen Başkan İmamoğlu, "Hep birlikte hem partimizin hem ülke demokrasimizin kazanması için, büyük bir mücadele vereceğiz. Bir yandan yerel yönetime dönük seçime hazırlanacağız. Tabii 13 yılı aşkın süredir partimizde hizmet eden, değerli Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na da teşekkürlerimizi iletiyoruz. Hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimizi iletiyoruz. Ama tabii bu demokraside var, partilerimizde var. Hiçbirimiz koltuklarımızın sahibi değiliz. Ama bu bir belediye başkanlığı olsun ama bir siyasi partinin liderliği olsun; günü geldiğinde bir seçimle değişebiliyor. Kaldı ki üzüntüyle karşılanacak bir durum değil. Yaptığınız işler, hizmetler çok değerli, onlar kalıyor zaten. Ama bir başkasına devretmek de güzel bir şey zamanı geldiğinde. Bu bağlamda çok kıymetli. Türkiye demokrasisi açısından da kıymetli" diye konuştu. “ANKARA’YA DÖNÜP, ANITKABİR’İ ZİYARET EDECEĞİM” Başkan İmamoğlu, “Uyuyabildiniz mi” sorusunu ise, “Yok. Uyuyamadım. Herhalde 1 gün daha uyumayacağım, ama olsun. Bazen bunu yaşıyoruz. Şu anda hiç uyumayacakmış gibi de çalışacak bir motivasyonum var, onu söyleyeyim. Ankara'ya döneceğim. Kısmet olursa, Anıtkabir'i ziyaret edeceğim kurul üyelerimizle birlikte. Duamızı edeceğiz. Ata'mıza minnet duygularımızı ileteceğiz. Bize bıraktığı güzel miraslar için, güzel cennet vatan için, İstanbul'un kurtuluşunu sağladığı için, istiklal mücadelemizi kazandığı için, minnet duygularımızı ileteceğiz. Ona layık olmak, milletimize, devletimize, bayrağımıza layık olmak, kamu görevi yapıyorsanız, en önemli sorumluluğunuz diye düşünüyorum. Güzel bir gün. 4-5 Kasım, benim için önemli tarihi anlardan birisi oldu” şekinde yanıtladı. “KEMAL KILIÇDAROĞLU PARTİMİZİN BÜYÜĞÜ, BAŞIMIZIN TACIDIR” Gazetecilerin “Genel Başkanla da görüşebildiniz mi? Gecenin sonunda ya da bugün böyle bir görüşme olacak mı” sorusuna ise Başkan İmamoğlu'nun yanıtı şöyle oldu: “Ben, kendisini dün akşam da aradım. Sonra yüz yüze sohbetimiz, minik bir değerlendirmemiz de oldu. Bugün de divan görevim bittiğinde, kendisini arayacağım. Helallik isteyeceğiz tabii ki. Sonrasında elbette görüşmelerimiz devam edecek. Partimizin büyüğüdür. Başımızın tacıdır. Muhtemelen her konuda, birçok konuda deneyimlerinden, başta Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel olmak üzere, hepimiz faydalanacağız diğer genel başkanlarımızla, dönem dönem buluşup konuştuğumuz gibi. Kendilerine sağlık diliyorum. Allah, sağlığını versin. Ömrü uzun olsun. İnşallah yine hep birlikte çok güzel anlarda buluşalım”

CHP'de kritik kurultay: Kılıçdaroğlu,İmamoğlu ve Yavaş'la görüşecek Haber

CHP'de kritik kurultay: Kılıçdaroğlu,İmamoğlu ve Yavaş'la görüşecek

CHP'de kritik kurultaya günler kala adaylar çalışmalarına hız verdi.Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun yarın Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ile görüşmesi bekleniyor.Chp'de 4-5 Kasım'daki kritik kurultay için geri sayım sürüyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve adaylığını açıklayan Grup Başkanı Özgür Özel ilk turda kazanmak için çalışıyor.Kayıtlı 1368 delegesi bulunan CHP'de, kurultay süreci iki aşamalı olacak.CHP Tüzüğü'ne göre, kurultayın ilk gününde ilk turda 1368 delegenin yarısından bir fazla oy alan aday ipi göğüsleyecek.Salt çoğunluk ilk iki turda sağlanamazsa üçüncü turda en fazla oy alan aday CHP Genel Başkanlığı yarışını kazanacak. Bu kapsamda il başkanları ve delegelerle görüşmelere hız verildi. İMAMOĞLU VE YAVAŞ İLE GÖRÜŞECEK İl başkanlarıyla görüşen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu iki kritik isimle de bir araya geliyor. Kılıçdaroğlu’nun Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bir görüşme yapması bekleniyor. O görüşmenin ana gündemi ise kurultay süreci olacak. SON PM TOPLANTISI Kurultay öncesi son parti meclisi toplantısı da yapıldı. Kurultay için hazırlanan MYK raporunun onaylandığı toplantıda iki il için de yeni kararlar alındı. Giresun ve Bolu'nun yönetim kurulu üye sayısı 20'ye çıkarıldı. Kurultayda Parti Meclisi de yenilenecek. Partinin karar organında genel merkez de değişimciler de söz sahibi olmak istiyor. Bu nedenle adaylar ve seçim dikkatle takip edilecek . Divan başkanlığına iki adayın da üzerinde uzlaşacağı bir ismin getirilmesi planlanıyor.

Kılıçdaroğlu'ndan 'zam' tepkilerine yanıt Haber

Kılıçdaroğlu'ndan 'zam' tepkilerine yanıt

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün İstanbul Sultanbeyli’de Mimar Sinan Mahallesi’nde yaşayan kadınlarla bir araya geldi. Kadınların sorunlarını ve taleplerini dinleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, çözüm önerilerini anlattı. Kılıçdaroğlu'na, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu eşlik etti. Bir kadın, Kılıçdaroğlu’na “Suriyelilerle sorunumuz var. Kendimizi bıraktık yani çocuklarımız mahallelere çıkamaz oldu. Evimiz depreme dayanıksız. Büyük bir deprem bekleniyor” dedi. Bir başka kadın ise “Devlet okulları, çocuğumuzu verdiğimiz okullarda, bir okulda 40 tane öğrenci eğitim alıyor. Sizce bu uygun mudur? Bence değildir. Neden sınıflarda 10-20 kişi olamıyoruz? Durumumuz yok, çocuklarımızı daha iyi okullara veremiyoruz. Çocuklarımız için geniş çaplı, güzel şeyler bekliyoruz. Sultanbeyli’nin artık varoş bölge olmaktan kurtulmasını istiyoruz. Kadınlara ait daha güzel şeyler yapılabilir” diye dert yandı. Sultanbeyli’de yaşayan bir başka kadın “Pazara gidiyoruz. Önceden 100-200 liraya giderdik. Dünyanın şeyini alabiliyorduk. Bir süt olmuş 9 lira. İnsanlar asgari ücretle çalışıyor” diye konuştu. Kılıçdaroğlu’na bir diğer kadın ise “Çok ciddi bir ekonomik kriz var. Ben ve eşim çalışıyoruz. Bir tane çocuğumuz var. Çok şükür biz iyiyiz, iyi geçiniyoruz. Ama etrafımızdaki insanlar çok kötü durumda. Bir annenin ve babanın çocuğunun ihtiyaçlarını yerine getirememek kadar zor bir şey yok” dedi. İmamoğlu, şöyle konuştu: “Mimar Sinan’da çocukları dinlemeye yönelik bir ekibimiz gelecek. Onların da buradaki park vs. taleplerini dinleyeceğiz. Burada bir şey yapabilmemiz için önce bir yer bulabilmemiz lazım. Bazen yer bulmakta zorluk çekiyoruz mahallelerde. Belediyeye ait yer bulamıyoruz. Ya da ilçe belediyesinin oluyor. Bize verilmeyebiliyor. Onun için yapamıyor olabiliriz. Sosyal yardım konusunda, çok güçlü bir dönemi İstanbul’da yürütüyoruz. Yardımları neredeyse 5 katına çıkarttık. Hiç öğrenci bursu verilmezken 75 bin öğrenciye burs veriyoruz. Daha önce hiçbir annenin çocuk kartı yokken şu anda 500 bin anne 4 yaşına kadar çocuğuyla ücretsiz İstanbul’da yolculuk edebiliyor. Bunların hiçbiri daha önce yoktu. “MAZOT 4-5 KAT ARTARKEN BİZ ORADA ULAŞIMA ZARAR ETME PAHASINA, ZAMLARI AZ TUTABİLİYORUZ” Zam meselesinde suyun evinize gelebilmesi için harcadığımız paranın yüzde 65’i elektrik. Elektrik 6-7 kat artarken biz yüzde 50 zam yapabiliyoruz. Sizi daha fazla üzmemek adına. Ama elektriğin zammını biz yapmıyoruz. O, hükümetin kötü ekonomi politikaları. Mazota biz zam yapmıyoruz. Mazot 4-5 kat artarken biz orada ulaşıma sizin canınızı sıkmamak için zarar etme pahasına, zamları az tutabiliyoruz. Türkiye’nin çok derin bir ekonomik sorunu var. İster istemez her konuda şikayetçisiniz haklı olarak. Ama inanın elinden geleni hem destek olmak hem yardımların yapılması konusunda hem de bugüne kadar hiç olmayan, burs, yurt, kreşler, süt dağıtımından bahsedebilirim. Bunlar yoktu. Olmasının tek sebebi bu zor zamanda vatandaşımıza olan desteğimizi biraz daha arttırabilmek. Buraya hafta içi çocuklarımızla görüşmeye, hatta onlarla bir etkinlik yapmaya, bir de onlara okul başlangıç dönemiyle ilgili varsa eksikleri onları gidermek için belediyemizin bir tırını göndereceğiz. Orada kitap, kırtasiye vs. hususlarda destekleri sizinle paylaşacaklar.” Kılıçdaroğlu ise şunları söyledi: “BELEDİYE DİYORSUNUZ Kİ ‘SEN ZAM YAPMA’. O ZAMAN BELEDİYE BATACAK. OTOBÜSLER KALKAMAYACAK” “Belediye başkanımız, büyükşehir belediye başkanı olduğunda var olan yardımları beş kat arttırdıysa demek ki bir şeyler yaptı. Dolayısıyla, aksaklık olur mu? Elbette olabilir. Yanlışlık olur mu? Elbette olabilir. Ama iyi niyetle, var olan bütçenin büyük bir kısmını sosyal yardımlara ayırdılar. Çocuklardan tutun yaşlılara kadar pek çok yere sosyal yardımlar yapıldı. Anne kucağında çocuğuyla otobüse bindiğinde de herhangi bir ücret alınmaması bu sosyal yardımların daha görünür olmasına da yol açtı. Hep şunu söylerlerdi. ‘Sakın ha CHP’li belediye başkanlarına oy vermeyin. Gelince sosyal yardımları kesecekler’. Hiç de kesilmedi, tam tersine 5 kat arttı. Diğer belediyelerimiz de aynı şeyi yapıyorlar. Buranın sorunu var, ben de biliyorum. Sadece buranın değil. İstanbul’da pek çok yerin sorunu var. 30 yıldır çözülemeyen sorunları ‘5 yıl içinde hemen hepsini çözün.’ Biraz izin ve zaman vereceksiniz. Bu sorunların tamamı çözülecek. Bazı sorunlar var ki belediye başkanlarının elinde değil. Onu ancak merkezi hükümet belirler. Elektriğe, mazota, her şeye zam geliyor. Belediye diyorsunuz ki ‘Sen zam yapma’. O zaman belediye batacak. Otobüsler kalkamayacak. Elektrik düğmesine bastığınız zaman beş çeşit vergiyi belediye almıyor ki merkezi hükümet alıyor. Musluğu açtığınızda 4 çeşit vergi ödüyorsunuz. Onu belediye almıyor kii merkezi hükümet alıyor. Dolayısıyla belediye başkanlarımız ellerinden gelen her türlü imkan varsa o imkanı sizlere sunuyorlar. Ekrem Başkan, gece gündüz, günü 24 saati, kendisi ve ekipleriyle beraber çalışıyor. Hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Son 5 yılda İstanbul’da pek çok sorun çözüldü. İnşallah bundan sonra da çözülecek. “OKULU YAPMAK HÜKÜMETİN GÖREVİ” Okul yetersiz, 40 öğrenci bir sınıfa giriyor, dediniz. Niye okul yapılmıyor? Okulu yapmak merkezi hükümetin görevi. Eğer merkezi hükümet bize derse ki ‘Okulu siz yapın.’ Vallahi yapar. Elazığ’da deprem oldu. Türkiye’nin en güzel okulunu ama izin verdikleri için yaptılar. İzin vermeseler yapılmıyor. Siz hep beraber gidin. Merkezi hükümetin yakasına yapışın. ‘Biz okul istiyoruz. Para sende kalsın. Ekrem Başkan’a yetki ver. Ekrem Başkan okulu yapacak.’ Vallahi yapar. Niye yapmasın? Yaparız. Ama yetki olmazsa, merkezi hükümet izin vermezse okulu yapamıyorsunuz. Bu gerçeği bilmenizi isterim. “BURANIN SORUNUNU ÇÖZMEK Mİ İSTİYORSUNUZ? BELEDİYESİ’Yİ BİZE VERECEKSİNİZ” Suriyelilerden şikayet edildi. Allah aşkına Suriyelileri Ekrem Başkan mı getirdi? Suriyelileri ben mi getirdim? Suriyelileri bu memlekete kim getirdi? Sanki biz bize yetmiyormuşuz gibi 4-5 milyon yabancı geldi. Onlara da acıyorum. Onların da çoluk çocuğu var. Onlar da geçinemiyorlar. Ama 5-6 milyon Suriyeliyi bu memlekete kim getirdi? Siyasetçi, siyaset yaparken zenginleşmez. Zenginleşiyorsa sizin hakkınızı yiyor, demektir. Eğer sizler, gerçekten de sandığa gidip haktan, adaletten, hukuktan yana oy kullanırsanız bu memlekette çözülmeyecek hiçbir sorun yoktur. Buranın sorununu çözmek mi istiyorsunuz? Sultanbeyli Belediyesi’ni bize vereceksiniz. Hakka, hukuka, adalete vereceksiniz. Sizden yana olanlara oy vereceksiniz. Buranın belediyesini verdiğiniz zaman göreceksiniz buranın sorunları nasıl çözülüyor. “KADIN MUHTARLARI SEÇİN” Bütün kadın kardeşlerime söylüyorum. Birleşin. Kadın muhtarları seçin. Bir arkadaşınız gelecek, ‘Ben bu mahallenin muhtarıyım’ diyecek. Bütün kadınlar birleşecek, onu muhtar seçecekler. Kadınlar daha dirençlidir. Niye birlik olmuyorsunuz? Niye kendiniz muhtar seçmiyorsunuz? Önce muhtarı, sonra belediye başkanını seçin. Ondan sonra bakın bakalım, sorunlar çözülüyor mu çözülmüyor mu? Beraber ve birlikte yola çıkarsanız bütün sorunları aşabilirsiniz. Gençler, bu ülke size emanet. Beraber yola çıkacağız. Birlikte, Türkiye’nin sorunlarını çözeceğiz. Gençleri hem bugünün hem geleceğin Türkiye’sinde yaşatmak zorundayız. İşsizlik belası var. Onun da farkındayım. Bir belediye başkanı nasıl işsizlik sorununu çözer? İşsizlik sorunu hükümetin sorunudur. Çünkü parayı orası kullanıyor. Vergileri orası alıyor. İşsizlik sorununu orası çözecek. Belediye başkanı ne yapsın? “SADECE SULTANBEYLİ’DE DEĞİL ANKARA, TRABZON’DA DA İŞSİZLER VAR” Çoğunuzun haberi yok. Bütçede personel harcaması yüzde 40’ı aşarsa ve bir işçi alırsa başkan hakkında soruşturma açılır. Niye bu işçi yüzde 40’ı aştı diye. Yoksa her belediye başkanı ister ki kendi beldesinde işsizlik olmasın. Herkesin aşı, işi olsun. Bunu istemez mi? Herkes ister bunu. Ama sorunu çözecek olan belediye başkanı değil sorunu çözecek olan devleti yönetendir. Siz sanmayın sadece Sultanbeyli’de işsizlik var. Gidin Ankara’ya, Diyarbakır’a, Trabzon’a, Çankırı’ya, Çorum’a orada da işsizler var. Binlerce. Üstelik üniversite bitirmiş, 4- 5 yıldır işsiz gezenler var. Üniversiteyi bitiren bir çocuğun işsiz kalması ne demektir anne baba için? O evde huzur olmaz. Çocuğu işsizse nasıl olacak? Onu everemeyecek, iş güç sahibi olması lazım. Huzur içinde yaşaması lazım. “SULTANBEYLİ BELEDİYESİ’Nİ BİZE VERİN” Sultanbeyli Belediyesi’ni bize verin. Buranın nasıl güzelleştiğini göreceksiniz. Parkların, yolların nasıl olduğunu göreceksiniz. El birliğiyle, buranın belediye başkanıyla büyükşehir belediye başkanı el ele verdiğinde çok sorun çözülür. Belediye başkanı bir şey yapıyor. Yapmasın diye engel çıkarıyorlar. O zaman hep beraber mücadele edeceğiz.”

İmamoğlu halkçı projeleri paylaştı Haber

İmamoğlu halkçı projeleri paylaştı

İSTANBUL (İGFA) - Pandemi sonrasında tüm dünyada şehirlerin öneminin arttığına dikkat çeken İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da hayata geçirdikleri ‘dayanışmacı belediyecilik’ deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. Askıda Fatura, tarımsal ve üretimsel destekler ile Halk Süt gibi uygulamaların detaylarını katılımcılarla paylaşan İmamoğlu, “Yerel yönetimlerin görevi, sadece hizmet sunmak değil, aynı zamanda vatandaşların kendilerini bağlı hissetmelerine, aidiyet duygusunu desteklemelerine ve birbirlerine destek olacak kadar bağlı hissetmelerine yardımcı olacak yollar bulmaktır. Bizim İstanbul'daki deneyimimiz budur. Aynı sorunlarla mücadele eden diğer şehirlerden de öğreneceğimiz çok şey var” dedi.  İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Yeşil Büyüme İçin Ortaklıklar (P4G) Konferansı Belediye Başkanları Paneli”nde konuştu. İnternet üzerinden gerçekleştirilen çevrimiçi toplantıya; Bogota Belediye Başkanı Claudia Lopez, Malmö Belediye Başkanı Katrin Stjernfeldt Jammeh, Montevideo Belediye Başkanı Carolina Cosse, Cuenca Belediye Başkanı Cristian Zamora, Santiago Metropolitan Bölgesi Valisi Chile Claudio Orrego ve Cape Town Enerjiden Sorumlu Belediye Başkanı Komitesi Üyesi Beverley van Reenen katıldı. Pandemi sürecinin şehirlerin modern dünyadaki yerini farklılaştırdığına dikkat çeken İmamoğlu, “İnsan yapılarının bu sürekli büyüyen oluşumları burada kalmaya devam edecek. Daha da ötesi, geleceğimizin belirleyici bir özelliği olmaya adaylar” dedi.  “SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAYAN ŞEHİRLER, KOPUK İLİŞKİLERİMİZİN BİR YANSIMASIDIR” İstanbul gibi 16 milyonu aşan bir nüfusa sahip mega kentin Belediye Başkanı olarak, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılamamasının sonuçlarının farkında olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “İstikrarlı liderlik, iyi iletişim ve teknolojik ilerlemelerin atık yönetimi, su verimliliği ve diğer teknik sorunlarımızı çözebileceğine ve çözeceğine inanıyorum. Ancak, toplumlarımız kendilerini bakımsız ve ötekileştirilmiş hissederse nasıl sürdürülebilir şehirler inşa edebiliriz? İnsanları yaşadıkları şehre ait kılmada yerel yönetimlerin rolü nedir? Belediye başkanları bu topluluk fikrini nasıl beslemektedir? Gördüğüm kadarıyla, şehirlerin sürdürülemez olmasının temel nedeni, toplumsal bağların eksikliği, bir topluluğun parçası olma hissinin bozulmasıdır. Sürdürülebilir olmayan şehirler, kopuk ilişkilerimizin bir yansımasıdır” saptamalarında bulundu.  “ASKIDA FATURA’YLA 330 BİNDEN FAZLA ELEKTRİK FATURASI VATANDAŞTAN VATANDAŞA ÖDENDİ” “Bu nedenle İBB olarak ‘dayanışmacı belediyecilik’ olarak adlandırdığımız bir kavram geliştirdik” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: “Bunun temel amacı, üç ana kategoride dayanışmayı teşvik etmektir: Vatandaşlar arasında, kurumlar ve vatandaşlar arasında ve son olarak belediye ve vatandaşları arasında. Dayanışmayı artırmada oynadığımız ilk rol, vatandaşlar arasında kolaylaştırıcı olmaktır. Bu ne anlama geliyor? Pandemi sırasında iş kaybı ve devam eden istikrarsızlık nedeniyle, İstanbul'un düşük gelirli sakinlerinin çoğu elektrik faturalarını ödeyemez hale geldi. İlk dalga sırasında İBB olarak, ‘Askıda Fatura’ adında bir online bağış platformu oluşturduk. Belediye olarak görevimiz, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızı tespit etmek ve onları hayırsever bağışçılarla eşleştirmekti. Bugüne kadar 330 binden fazla elektrik faturası, vatandaşlar tarafından vatandaşlar için ödenmiştir. Toplumun sınırlarında yaşayan ve kendilerini önemsenmemiş hisseden vatandaşlar görüldü. En önemlisi de aynı şehri paylaştıkları vatandaşlar tarafından görüldüler ve önemsendiler.” “HALK EKMEK, İSTANBUL'DAKİ 233 ÇİFTÇİDEN 8.300 TON BUĞDAY SATIN ALDI” “İkinci katman ise, şirketler ve vatandaşlar arasında dayanışmanın sağlanmasıdır” diyen İmamoğlu, “Şirketlerin hizmetlerini, vatandaşların ihtiyaçlarına göre geliştirmelerine yardımcı olmaktır. Diğer belediye yapılarının aksine, İBB'nin İstanbulluya, İBB adına hizmet veren 32 şirketi var. Belediye hizmetlerini, özel sektörden daha ucuza sağlıyorlar. Kârdan ziyade, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını ön planda tutacak şekilde tasarlanmışlardır. İBB'nin iştiraklerinden biri olan İstanbul Halk Ekmek A.Ş., İstanbullulara kaliteli ve uygun fiyatlı ekmek sunuyor. İstanbul'daki çiftçilerden buğday satın alan şirket, İstanbul'daki 233 çiftçiden 8.300 ton buğday satın aldı. Kooperatiflere üretim, makine ve ekipman desteği de sağladık. Ayrıca kırılgan gruplardan biri olan kadın üreticilerimizin ürünlerini sergilemek ve üreticilerimize destek olmak amacıyla bir web sitesi (www.halkmarket.istanbul) ve online mağaza kurduk” bilgilerini paylaştı.  “DİĞER ŞEHİRLERDEN DE ÖĞRENECEĞİMİZ ÇOK ŞEY VAR” Belediye dayanışmasının üçüncü katmanının belediye ile vatandaşlar arasında olduğunun altını çizen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:  “Bu, vatandaşlara doğrudan hizmet götürmeyi amaçlamaktadır. Bu projelerden biri de Halk Süt projesidir. Silivri ve Çatalca'daki üreticilerden temin edilen sütler, ihtiyaç sahibi çocuklara ücretsiz olarak ulaştırılıyor. İBB olarak kullanılmayan bir serayı, ‘Fide Üretim Merkezi'ne dönüştürdük. Ürettiğimiz bu fideleri, 15 ilçe ve 166 mahalledeki çiftçilere bağışlıyoruz. Çiftçilik, hayvancılık ve balıkçılıkla uğraşan İstanbullulara sebze fidesi, ayçiçeği tohumu, buğday tohumu, mısır tohumu, hayvan yemi, gübre ve mazot desteği sağladık. Dünya; sellerin, orman yangınlarının ve diğer doğal afetlerin bir kereye mahsus değil, süregelen olaylar olduğu çoklu kriz dönemine girmiştir. Bu olağanüstü zamanlarda, ilk müdahaleci olmanın ötesinde en büyük zorluk, birliktelik duygusunu teşvik etmektir. Yerel yönetimlerin görevi, sadece hizmet sunmak değil, aynı zamanda vatandaşların kendilerini bağlı hissetmelerine, aidiyet duygusunu desteklemelerine ve birbirlerine destek olacak kadar bağlı hissetmelerine yardımcı olacak yollar bulmaktır. Bizim İstanbul'daki deneyimimiz budur. Aynı sorunlarla mücadele eden diğer şehirlerden de öğreneceğimiz çok şey var.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.