Hava Durumu

#Ev

Haberin Analizi - Ev haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ev haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kira fiyatlarıyla başa çıkmak zor : Bursalıların alternatifi stüdyo daire tercihi Haber

Kira fiyatlarıyla başa çıkmak zor : Bursalıların alternatifi stüdyo daire tercihi

Bursa'da kira fiyatlarının yüksekliği, vatandaşları ekonomik zorluklarla karşı karşıya bırakıyor. Haberin analizi ekibi olarak sizler için fiyatları derledik. İlçeler bazında kira fiyatları şu şekilde: Yenişehir: 10 bin - 14 bin TL Yıldırım: 9 bin - 13 bin TL Mudanya: 11 bin - 15 bin TL Gürsu: 10 bin - 13 bin TL Gemlik: 9 bin - 13 bin TL Kestel: 11 bin - 15 bin TL İnegöl: 9 bin - 13 bin TL Nilüfer: 9 bin - 15 bin TL Yüksek kira fiyatları, özellikle dar gelirli ve genç aileleri olumsuz etkiliyor. Ek olarak, yeni yasa ile önceden oturan kiracılara getirilen yüzde 25 zam sınırlamasının birçok ev sahibi tarafından göz ardı edildiğini söyleyen Gayrimenkul sahibi Murat bey, şu ifadelere değindi: " Yeni yasa, önceden beri oturan kiracılara en fazla yüzde 25 zam yapılmasını öngörüyor. Ancak çoğu ev sahibi eski kiracısına maksimum yüzde 25 zammı uygulamıyor. Bu durum, ev sahipleri ile kiracılar arasında kavgaya tartışmaya sebep oluyor. Son dönemde sık sık karşılaştığımız sorunlardan birisidir.  EV SAHİPLERİ NEDEN BU SINIRLAMAYI GÖZ ARDI EDİYOR? Çoğu ev sahibi, piyasa koşullarına dayanarak kira fiyatlarını belirleme eğiliminde oldukları için yasal sınırlamayı dikkate almıyor. Hatta eski kiracısı önceki yıl 3 bin liraya otururken, zam gelmesiyle birlikte 6 bin, 7 bin lira birden zam yapanlar da oluyor. Bu kez arada çatışmalar yaşanıyor. Kiracı yüksek orandaki zammı kabul etmeyip en fazla yüzde 25 vereceğini söylediğinde de zorluklar yaşanıyor.  Yüksek kira fiyatları, kiracıların aylık bütçesini zorlayarak ekonomik zorluklarla karşı karşıya bırakıyor, kiracı kendi hakkını savunmak için elindeki kontratı güvencesi olarak kullanıp hukuki yollara başvurarak çözüm arayabilir. Fakat bu noktada gayrimenkul danışmanlığı olarak ev sahipleri ile kiracılar olarak tarafların çıkarlarını gözeterek adil bir kira bedeli belirlenmesi konusunda uzlaşma sağlamak amacindayiz. Uzlaşma sağlamak adına ev sahipleri ile kiracılar arasında adil bir diyalog kurulması çalışmamızda çok önem taşıyor. Ancak, piyasa koşullarına dayanarak kira fiyatlarını belirleme eğiliminde olan ev sahiplerinin, yasal sınırlamaları göz ardı etmesi dengeyi zorlaştırıyor. YÜKSEK KİRA FİYATLARI NEDENİYLE BİREYLERİN TERCİHİ 1+0 STÜDYO DAİRELER Yüksek kira fiyatları, bireyleri ekonomik zorluklarla baş başa bıraktığından başka tercihlere de yönlendiriyor. 1+0 stüdyo daireler, daha uygun fiyatlı olmaları nedeniyle bu ekonomik zorluklarla baş etmeye çalışan kiracılar için çekici hale gelmeye başladı. Ayrıca bu tip daireler, fatura dahil ve bayan apartı veya yurt tarzı olduğu için kira maliyetini de daha aza indirgiyor."

TOKİ indirim kampanyası için adım bugün atılıyor! Kısmı ödeme detayı... Haber

TOKİ indirim kampanyası için adım bugün atılıyor! Kısmı ödeme detayı...

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, TOKİ'nin, 21 Haziran 2022 öncesinde yapılan evlerle ilgili kampanya başlatacağının müjdesini vermişti. TOKİ'den yapılan açıklamaya göre, yüzde 25 indirim kampanyası bugün başlayıp, 19 Ekim'de sona erecek. Borcunu peşin ödeyen konut ve iş yeri alıcıları için yüzde 25 oranında indirim yapılacak. KISMİ ÖDEME İMKANI Yüzde 25 indirim kampanyasından bütün borç bakiyesini kapatamayacak vatandaşlar da yararlanabilecek. Borcun tamamını kapatamayacak vatandaşlar borç bakiyesinin yüzde 25’inden az olmamak şartıyla yaptıkları peşin ödemelerde yüzde 25 indirim kampanyasından faydalanabilecek. KAMPANYADAN YARARLANMA ŞARTLARI İndirim uygulaması kapsamına alınan projelerdeki konut ve iş yeri alıcılarının başvuru tarihi itibarıyla öncelikle borç kapatmanın yapıldığı aya ait taksit ödemelerini yapmış olması zorunluluğu bulunuyor. Ayrıca geriye dönük taksit ve emlak vergisi borcu bulunmaması gerekiyor. Kampanyadan geri ödeme taksitleri en geç 2022 yılı haziran ayı sonuna kadar başlamış olan konut ve iş yerleri alıcıları yararlanabilecek. Taksit sayısı 12 ay ve daha az kalan konut ve iş yeri alıcıları indirim kampanyasından yararlanamayacak. Kampanyadan faydalanmak isteyen konut ve iş yeri alıcıları Gayrimenkul Satış Sözleşmesini imzalamış oldukları aracı bankalardan konut kredisi kullanabilecekler.

Uzmanlara kontrol ettirmeden ev almayın! Haber

Uzmanlara kontrol ettirmeden ev almayın!

Kırklareli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Kadir Kılınç, İnşaat Mühendisleri Odası Çorlu temsilciliğinde yaptığı açıklamada, muhtemel bir Marmara depreminde meydana gelebilecek risklerle ilgili geniş bilgi verdi. Muhtemel İstanbul depreminde Trakya'nın da etkileneceğini vurgulayan Dr. Kılınç, Kırklareli ve Tekirdağ'ın da büyük risk altında olduğunu belirtti. "LÜTFEN DİKKAT, DEPREM ÖLDÜRMEZ BİNA ÖLDÜRÜR" Dr. Öğr. Üyesi Kadir Kılınç, "Muhtemel bir İstanbul depreminde, Bursa, Yalova, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ, Çanakkale ve Kırklareli illeri etkilenecektir. Tabii ki, Kırklareli'nde diri, aktif fay hattı yok ama özellikle vurguladığım hususlardan, yapısal taşıyıcı sistem kusurlarından dolayı Kırklareli'nde etkilenecek bina sayısı da oldukça fazladır. Tekirdağ'da ise çok bina etkilenecek. Yaklaşık 8 bin binanın etkileneceği konuşuluyor. Bu sebepten dolayı tecrübeli ve alanında uzman akademisyen olarak lütfen şuna dikkat edelim; deprem öldürmez bina öldürür" ifadelerini kullandı. "MUHTEMEL BİR İSTANBUL DEPREMİNDE ETKİLENECEK BİNA SAYISI OLDUKÇA YÜKSEKTİR" Dr. Kılınç, Türkiye'de 2000 yılı öncesi yapılan binaların depreme dayanıklılık testinin mutlaka yapılması gerektiğine dikkat çekti. Kılınç, "İstanbul'da yaklaşık 2 milyona yakın bina vardır. Özellikle 2000 yılı öncesinde yapılmış 885 bin bina, gerçekten bakıldığında muhtemel bir İstanbul depreminde etkilenecek bina sayısı oldukça yüksektir. İstanbul'u depreme dirençli hale getirmeliyiz. Bunun için basitleştirilmiş güçlendirme yönetmenliğini ortaya koymalıyız. Taşıyıcı elemanlarda, kolonlarda, kireçlerde, mesnet bölgelerinde, sıklaştırma bölgelerinde mutlaka etkili sıklaştırması yapılmalıdır. Ancak bakıldığında çoğu binada bu etkili sıklaştırmasının yapılmadığını gözlemledik. Mutlaka donatı tarama cihazıyla yapıdaki taşıyıcı elemanlarda donatı tarama analizlerin yapılıp donatı sıklaştırması yapılıp yapılmadığı belirlenmesi ve donatı çapının da belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi. "KIRKLARELİ'NDEKİ BİNALARDA TAŞIYICI SİSTEM KUSURLARI VAR" Dr. Kadir Kılınç, il dışından gelip de Kırklareli'nden ev almayı düşünenlere önemli uyarılarda bulunarak, "Kırklareli'ndeki binalarda taşıyıcı sistem kusurları var. Bu sebepten dolayı Kırklareli'nden ev alacak, Kırklareli'ne gelecek kişilerin bu konuda mutlaka uzman kişilerden destek alması lazım. Evet buna da özellikle vurgu yapmak istiyorum. Uzman kişilerden destek alıp, binayı almadan önce bu desteği almalıdır. Aynı zamanda şuna da vurgu yapmak gerekirse bir akademisyen olarak şunu da savunuyorum; binalara deprem testi zorunluluğu getirilmeli, evet bu hem Kırklareli içim hem İstanbul ve diğer şehirler için" ifadelerine yer verdi. "KIRKLARELİ'NDE BİNALAR ÖZELLİKLE YAPISAL TAŞIYICI SİSTEM UNSURLARI VE YAPISAL TAŞIYICI DÜZENSİZLİKLERİ MEVCUTTUR" Kırklareli'nin fay hattına sahip olmamasına rağmen mevcut binaların yapısındaki olumsuzluklarına dikkat çeken Dr. Kılınç, "Kırklareli deprem açısından Türkiye tarafı AFAD tarafından yayınlanan deprem haritasına göre, dördüncü bölgede yer almaktadır ve diri aktif bir fay hattına sahip şehir değildir. Ancak Kırklareli'nde binalar özellikle yapısal taşıyıcı sistem unsurları ve yapısal taşıyıcı düzensizlikleri mevcuttur. Bunlardan kısaca bahsetmek gerekirse bir binada ağırlık merkeziyle rijitlik merkezi çakışmazsa burulma momenti oluşur. Bakınız bu oldukça önemli, burulma momenti oluşursa depremden etkilenme ihtimali oldukça artar ve bina deprem etkisinde dayanıksız ve dirençsiz hale gelir. Bu sebepten dolayı yetkin mühendisliğin getirilmesi gerektiğini düşünüyorum, özellikle kütle merkezi ve rijitlik merkezi çakışmamalarına yer verilmemesi için özellikle proje hazırlanırken bu hususa dikkat edilmesi gereklidir" dedi. "TEKİRDAĞ MERKEZLİ BİR DEPREMDE MEYDANA GELEBİLİR" Şarköy-Kumbağ fay hattına da dikkat çeken Kırklareli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Kadir Kılınç, "Tekirdağ, Şarköy, Kumbağ hattında, muhtemel bir depremden bu hattın çok etkileneceğini düşünüyorum. Muhtemel bir depremden Tekirdağ ilinin yüksek derecede etkileneceğini düşünüyorum. Çünkü etkilenecek bina sayısının çok yüksek olacağını düşünüyorum. Bunu neden bu şekilde vurguluyorum? Çünkü Şarköy, Kumbağ hattında bir fay hattı vardır. Diri ve aktif bir fay hattıdır. Tekirdağ merkezli bir deprem de meydana gelebilir" ifadelerini kullandı. "SANAYİ YAPILARINDA DA DEPREM TESTİ YAPILMALI" Sanayi yapılarına da dikkat çeken Dr. Kılınç, "Büyük ilçelerde de bu konuda deprem açısından etkilenecek bina sayısı miktarının çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Özellikle şuna da vurgu yapmak istiyorum Çorlu bir sanayi bölgesi, Çerkezköy sanayi bölgesi ve bu sanayi bölgelerinde prefabriklerin oldukça fazla olduğu önemli bir gerçek. Mutlaka prefabrik yapılarında mevcut durumun da ortaya koyulması lazım. Yani bu konuda mutlaka ortak çalışmaların gerçekleştirilip, sanayi yapılarının deprem etkisi altındaki performansının ortaya konulması ve bunun için mutlaka deprem testlerinin gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. İnşaat mühendisleri odası, belediyeler ve üniversitelerin ortak bir çalışma grubu oluşturması gerektiğini düşünüyorum. İvedilikle sanayi binalarında, kamu binalarında mevcut durumun ortaya koyulması gerektiğini düşünüyorum. Çorlu, Çerkezköy, Kapaklı gerçekten buralar büyük sanayi bölgeleri ve oldukça fazla sayıda fabrikalar, sanayi tesisleri mevcuttur. İlgili idarelerin ve birimlerin, bu konuda ortak çalışma gruplarını oluşturması, ivedilikle deprem testi çalışmalarına başlaması gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Bekara ev vermeyen ev sahibi, emlakçı ve web sitelerine ceza! Haber

Bekara ev vermeyen ev sahibi, emlakçı ve web sitelerine ceza!

TİHEK Başkanı Muharrem Kılıç, kurumun cinsiyet, siyasi görüş, engellik durumu ve medeni hal gibi çeşitli ayrımcılık konularındaki çalışmaları ile ilgili DHA'ya konuştu. Kılıç, 3 temel alanda görev yaptıklarını belirterek, "Birincisi, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, ikincisi, bir eşitlik kurumu olarak ayrımcılıkla mücadele edilmesi, üçüncüsü ulusal önleme görevimiz. Yani hapishaneler, özgürlüğünden mahrum bırakılmış kişilerin tutuldukları yerler, yine koruma altında tutulan kişilerin bulundukları yerlere haberli habersiz ziyaretler yapıyoruz. Denetim mekanizması olarak görev yapıyoruz. Özellikle insan hakları alanında herhangi bir bireysel başvuru almıyoruz; ama resen inceleme yetkimiz var. Hak ihlallerine ilişkin herhangi bir gözlemimiz üzerine, hak ihlallerini inceliyoruz. Tematik raporlar yayımlıyoruz. Her yıl hem Cumhurbaşkanlığı hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne yıllık insan hakları raporumuzu sunuyoruz" diye konuştu. '90 BİN LİRAYA KADAR PARA CEZASI VERMEMİZ SÖZ KONUSU' Ayrımcılıkla mücadele noktasında, cinsiyet, ırk, renk, din, dil, etnik köken, medeni hal, servet, engellilik gibi temellerde başvuruları kabul ettiklerini aktaran Muharrem Kılıç, "Karar organı alarak bu noktadaki ayrımcılık başvurularını inceliyor, karara bağlıyoruz. Bu noktada yaptırım yetkimiz var. Hem gerçek kişilere hem kamu tüzel kişilerine hem özel hukuk tüzel kişilere herhangi bir ayrımcılık üzerine yapılan başvuruda, ihlal kararı verirsek 90 bin liraya kadar para cezası verme yetkimiz söz konusu" dedi. 'EV SAHİBİ, EMLAKÇI, WEB SAYFASINA YAPTIRIM UYGULUYORUZ' Kılıç, TİHEK'e sıklıkla yapılan başvurulara ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Ağırlıklı olarak cinsiyet, siyasi görüş, engelli, medeni hal temelinde ayrımcılıklar olmak üzere birçok konuda başvuru oluyor. Kurumumuza geçen yıl 2 bin 22 başvuru gerçekleşti. Medeni hal temelinde ayrımcılık açısından baktığımızda, kira ülkemizin gündeminde de yer alıyor. Ev sahiplerinin ya da emlakçıların, aracı kurumların, hatta kiralama ilanlarının yapıldığı web sayfasının idari mali sorumluluğuna karar verebiliyor kurumumuz eğer ihlal varsa. Bu nasıl ortaya çıkıyor? Mesela kişiye bekar olduğu için evini kiralamak istemiyor ev sahibi. Mülkiyet hakkı, korunan temel haklardan bir tanesi. Kanunumuzda ve uluslararası sözleşmelerde de yer aldığı üzere ayrımcılığın yapılmaması gerekiyor. Bu doğrultuda eşitlik ilkesi çerçevesinde kişinin ister medeni hal temelinde, ister zenginliği, serveti temelinde, ister engellilik temelinde bu hizmetin sunulmaması üzerine biz idari yaptırım uygulayabiliyoruz. Mesela öğrencilerden medeni hal temelinde, yine ayrımcılık kapsamında yapılan başvurular oluyor. Bu noktada vermiş olduğumuz çokça karar var. Buna ilişkin ihlal kararlarımız söz konusu. Özellikle bu kiralamaların yapıldığı web sayfalarında da kimi zaman ayrımcılık ifadeleri yer alabiliyor. Onlara ilişkin de bu talimatı uygulayan emlakçılara da idari yaptırım uyguluyoruz." Kılıç, 6 Şubat'taki deprem felaketinin ardından kiralama ile ilgili kuruma gelen ayrımcılık başvurularının, ikinci sırada yer aldığını belirterek, yapılan denetim ve raporlamalara ilişkin bilgileri paylaştı. Kılıç, "Bu noktada idari para cezası veriyoruz. Deprem sonrasında artan nüfus hareketliliğinden ötürü, özellikle bazı büyük kentlerimizde kiralama ve barınma hakkı konusunda ciddi anlamda sorunlarla karşılaştık. Depremzedelere yönelik olarak bazı şikayetler aldık. Depremzedelere evin kiralanmaması gibi ev sahipleri tarafından. Buna ilişkin bir raporlama yaptık" açıklamasında bulundu. Kılıç, kira ilanları konusunda hizmet sunan web sayfalarını da takip ettiklerini belirterek, "Ev sahiplerinin, ilanlarda bir takım ayrımcı tutumları söz konusu oluyor. Herhangi bir başvuru olmadan da resen inceleme yetkimiz olduğunu için onu harekete geçiriyoruz. Herhangi bir ilana tanıklık ettiğimizde ya da medya kuruluşlarına düştüğünde buna ilişkin resen incelemeyle ilgili şahsa yaptırım uyguluyoruz. Bu noktada ayrımcılık uygulayan kişiye, ev sahibine, emlakçıya olabilir. Emlakçının yükümlülüğü de şöyle ortaya çıkıyor. Bizim kanunumuzda ayrımcılık talimatına uymak, ayrımcılık talimatını yerine getirmek de yaptırımla cezalandırılıyor. Emlakçıların da bu noktada sorumluluğu var. Tüm emlakçılar odalarıyla birlikte, emlakçılara ayrımcılık yapmamaları eşitlilik hukukuna uygun davranmaları konusunda bir eğitim semineri yaptığımızı söyleyebilirim" diye konuştu. 'EN ÜST DÜZEYDEN CEZA UYGULADIK' Kılıç, medeni hal temelinde ayrımcılık yapan ev sahibi, web sayfası hizmeti sunan kuruluşa ve emlakçıya en üst derecede ceza verdiklerini belirterek, "Özellikle vermiş olduğumuz yaptırımlardan bir tanesi; hem mülk sahibine, hem emlakçıya ayrımcılık talimatını uyguladığı için hem de ilgili web sayfasının hizmetini sunan kuruluşa en üst düzeyden idari yaptırım cezası uyguladık. Bu yılın değerleme oranına göre 90'ar bin TL civarında bir para cezası verdik. Para cezasını vermemizin nedeni, ihlalin ortaya çıkması. Kişinin bekar olmasından ötürü, medeni halinden ötürü ev kiralayamamasından dolayı, bu evin sadece evli olanlara verileceği, bekar olanlara kiralanmayacağına ilişkin beyanlar üzerine ilgili başvuranın şikayeti doğrultusunda vermiş olduğumuz bir karardı. Bu tutum ve tavrın ayrımcılık yasağı ihlali olduğunu tespit etmiş oluyoruz. Bu doğrultuda karar veriyoruz" dedi. 'KİRA ARTIŞLARINA İLİŞKİN RAPORLAMA YAPTIK' Deprem felaketinin ardından bölgede hazırlanan rapora değinen Kılıç, "Deprem sonrasında ortaya çıkan kira artışlarına da bağlı biçimde, barınma hakkı bağlamında konut kira artışlarına ilişkin tematik bir raporlama yaptık. Sadece insan hakları çerçevesinde barınma hakkına ilişkin tespitler değil, aynı zamanda özellikle toplumun dezavantajlı ya da kırılgan kesimlerine ilişkin ortaya çıkabilecek hak ihlallerini dikkate aldığımız bir rapor oldu. İlk planda temel sorun burada kişilerin geçici de olsa barınma hakkına ilişkin, sağlıklı bir konuta erişim noktasında kısıtların ortadan kaldırılabilmesi adına tespitlerimiz oldu. Deprem sonrasında ortaya çıkan veri ve bilgiler doğrultusunda fahiş kira artışlarının, barınma hakkını zedelediğine ve özellikle servet temelinde daha çok da medeni hal temelinde ayrımcılıkların ortaya çıktığına ilişkin tespitlerimizi bu raporda ifade etmiş olduk" ifadelerini kullandı. TİHEK Başkanı Kılıç, 2023 yılında kuruma başvuru sayısının ise 1635 olduğunu, başvuruların ağırlıklı olarak mahkumlardan geldiğini söyledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.