Hava Durumu

#Haberler

Haberin Analizi - Haberler haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Haberler haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa Osmangazi’ye en özel bağış Haber

Bursa Osmangazi’ye en özel bağış

BURSA (İGFA) - İstanbul’da yaşayan ve 12-13 yaşlarında okuduğu Pollyanna kitabındaki mutluluk oyunu hayat mottosu ve mücadele sebebi olan Yeşim Öztürk, (38) doğuştan geçirdiği kısmi çocuk felcinden dolayı bacağını kademe kademe kaybetti. Yaşadığı zorlu sürece rağmen hayata okuduğu kitaplarla tutunan Öztürk, hayatını ve kendini okuduğu kitaplar sayesinde kazandı. Kitapları okuyarak var olan Yeşim Öztürk,  Yazar Serhan Asker'in  Osmangazi ilçesindeki imza gününe gitmek istedi ama gidemedi. Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a sosyal medyadan mesaj atarak yazarın imzalı bir kitabını istedi. Başkan Aydın, bu isteği kırmayarak Serhan Asker'in imzaladığı kitabı Yeşim Öztürk’ e gönderdi. Başkan Aydın’ın yaptığı jestten büyük mutluluk duyan Öztürk, uzun yıllardır biriktirdiği kitaplarını İstanbul’dan açılışı yapılan  İsmail Hakkı Tonguç Bağış ve Şiir Kütüphanesi'ne gönderdi.    “HAYATIMI VE KENDİMİ KİTAPLAR SAYESİNDE KAZANDIM” Kendisini kitapların hayata bağladığını anlatan Yeşim Öztürk,  “Beni hayata kitaplar bağladı. 12-13 yaşlarımda okuduğum Pollyanna, beni hayata bağlamış oldu. Oradaki mutluluk oyunu benim hayat mottomdu, mücadele sebebimdi. Her şeyden mutlu olamadım belki ama her şeyi mutlu olabileceğim şekle sokmak için elimden geleni yaptım. Kitaplar benim için inanılmaz çok önemliler. Çünkü ben hayatımı ve kendimi kitaplar sayesinde kazandım. Kitapları okuyarak var oldum. Ben istiyorum ki herkes kitaplarla var olsun, kitaplarla kendine bir şeyler katabilsin. Erkan Aydın,l başkanımı sosyal medyadan takip ediyordum. Ben Serhan Asker’i çok seviyorum. İmza etkinliğini duydum ama gidemedim. Erkan başkanımla iletişime geçtik. O bana imzalı kitap konusunda yardımcı oldu. Sosyal medyada İsmail Hakkı Tonguç Kütüphanesi'nin yapımını duyduğumda ben de bir şekilde belediyeye destek olmak istedim. Yeni açılan kütüphaneye katkılarımı sunmaya çalıştım. 40’dan fazla kitap gönderdim. Bu kitapların başkaları tarafından okunması benim için büyük mutluluk. Kitaplarımı bağışlarken hiç tereddüt etmedim, çünkü şu vardı, başkalarının kalbine dokunacaktı. Başkalarının kalbine dokunmak onların da okuyabilmesine vesile olabilmek benim için çok büyük mutluluk, buradan onlara  çok büyük sevgilerimi gönderiyorum” dedi.  

Marmarabirlik'in yeni ödeme belli oldu... Zeytin üreticisine üçüncü dilim ödemeler 6 Aralık'ta Haber

Marmarabirlik'in yeni ödeme belli oldu... Zeytin üreticisine üçüncü dilim ödemeler 6 Aralık'ta

BURSA (İGFA) - 2024/2025 ürün alım kampanyasına Ekim’de başlayan Marmarabirlik, bugüne kadar 40 bin ton ürün alımı gerçekleştirdi. Ortaklara 16 Kasım-29 Kasım tarihleri arasında teslim ettiği ürün bedellerinin yüzde 50’sinin karşılığı olarak 6 Aralık 2024 Cuma günü 445 milyon TL ödeme yapmayı planlayan Marmarabirlik, ortakların saat 00.00’dan itibaren üçüncü dilim ödemelerini Ziraat Bankası ATM’lerinden alabileceğini, bu ödeme ile birlikte ortaklara toplam 882 milyon TL ödemenin yapılmış olacağını duyurdu. ÜRETİCİ ELİNDEKİ ÜRÜNE SAHİP ÇIKMALI Ürün alımları hakkında açıklamada bulunan Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, Marmarabirlik’in faaliyet alanı olan kooperatif bölgesinde 379 bin ton rekolte olduğunu, bu miktarın tamamını almasının ne fiziki ne de mali olarak mümkün olmadığını belirtti. 2025 yılında arz talep dengesinin değişeceğini ve ürünün az olacağını ifade eden Başkan Hidamet Asa, “Şu anda arz fazla, talep ise az. Daha sonra arz düşeceği için talep aynı kalsa bile fiyatlar normale dönecektir. Bu yüzden üreticimiz elindeki ürüne sahip çıksın” ifadelerini kullandı. Marmarabirlik’in 60 bin ton ile tarihinin en yüksek alım miktarı olsa da özellikle Bursa Bölgesi’nde geçtiğimiz yılın üç katı ürün olduğunu belirten Başkan Asa, bu ürünü Marmarabirlik’in tek başına kaldırmasının mümkün olmadığını söyledi. Uzun vadede sofralık zeytinin havuzdan talep göreceğini ifade eden Asa, “Sofralık zeytin rekoltesinin bu kadar yüksek olduğu bir dönemde Marmarabirlik’in görevi önce kendini, kooperatiflerini ve ortaklarını korumaktır. Aynı zamanda ortağının ürününü satmak en iyi şekilde değerlendirmek ve bir sonraki ürün alım dönemine hazırlanmaktır” dedi.  İlk hasat dönemi başladığında üreticinin tercihinin yağlık zeytin olduğunu bildiren Hidamet Asa, şu andaki teslimatların sofralığa doğru yönelmiş olmasının sevindirici olduğunu kaydederek, "Bu da üreticimiz açısından fiyat ortalamasının yukarı yönde artışını sağlayacaktır. Serbest piyasadaki ürünün ortalama fiyatı düşük seviyede. Üretimde devamlılığın sağlanması için üreticinin emeğinin ve alın terinin korunması gerekir. Burada tüccara da görev düşüyor. Marmarabirlik’te 270 dane ürünün avans fiyatı 70 TL iken serbest piyasada 45 TL’ye almak istenmesini doğru bulmuyoruz” diye konuştu.  Şu anda teslimat miktarı konusunda yaşanan sıkıntılar ile ilgili bilgiler aktaran Başkan Hidamet Asa, "Bu sıkıntıların temeli ortakların rekolte beyanı verdikleri dönemde ana taahhüt miktarına kadar rekolte beyanı yazdırmış olmalarıdır. Marmarabirlik alım miktarıyla, rekolte beyanı arasındaki fark büyüdükçe, kota uygulaması kaçınılmaz oluyor. Rekolte beyanı 100 bin ton yerine 80 bin ton gelmiş olsaydı kota uygulaması olmazdı.  Önümüzdeki yıllarda ortalama verilebilecek ürün miktarı kadar rekolte beyanı verilmesinin önemli olduğunu belirtmek isterim" diye konuştu.

LÖSEV’in gönüllü ordusu umudu büyütmeye devam ediyor Haber

LÖSEV’in gönüllü ordusu umudu büyütmeye devam ediyor

BURSA (İGFA) - LÖSEV Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı, 26 yıldır Türkiye genelinde 95 binden fazla lösemi kanser hastasına ve ailelerine maddi-manevi destekler iletirken çocukları yaşama bağlıyor. Bu denli önemli ve kutsal görevi, bir sivil toplum kuruluşu olarak, tamamen gönüllü kişiler ve hayırsever Türk halkının destekleri ile gerçekleştiriyor. Bu anlamlı çabalar lösemi ve kanser ile mücadele eden çocukların yüzünde birer gülümseme, tedavilerinde hızlı ilerlemeler olarak yansıyor.  Her yıl 5 Aralık, gönüllü çalışmaları ve faydalarını duyurmak, gönüllülük bilincini arttırmak amacıyla Dünya Gönüllüler Günü olarak kutlanıyor. LÖSEV tarafından bu yıl Dünya Gönüllüler Günü kapsamında Bursa Lösemili Çocuklar Bilim ve Doğa Köy Enstitüsü’ nde düzenlenenetkinliğe 150 LÖSEV gönüllüsü katıldı. Gönüllüler canlı müzik ve LÖSEV’de Gönüllülük oturumu ile birlikte keyifli dakikalar geçirdi. Etkinliğe katılan ve konuşmalarıyla katkı veren Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Bursa Şubesi Başkan Yardımcısı Mesut Ersezer, yaptığı konuşmada etkinliğin düzenlendiği Lösemili Çocuklar Köy Enstitüsü özelinde köy enstitülerinin anlam ve önemine dikkat çekti. Ersezer, Lösemili Çocuklar Köy Enstitüsü’nün dayanışma, eğitim ve üretim ilkelerini yaşatması yolunda önemli bir adım olduğuna değindi. Bu tür projelerin bireylerin güçlenmesine, toplumsal dayanışmanın artmasına ve ortak değerler etrafında bir araya gelinmesine katkı sağladığını belirten Ersezer, çocuklar için umut dolu bir geleceğin ancak bu tür girişimlerle mümkün olabileceğini vurguladı. Etkinlik, basın, kurum, projeler gibi çeşitli dallarda destek veren gönüllülere teşekkür belgelerinin takdim edildiği buluşmada,LÖSEV Bursa İl Koordinatörü Aslı Metin Sakarya verdiği demeçte şunları kaydetti:  “LÖSEV olarak 26 yıldır lösemili çocuklar ve kanser hastaları için yılmadan mücadele ediyoruz. Bu süreçte en büyük gücümüz gönüllülerimizin özverili çalışmaları ve desteği oldu. Her yaştan, her meslekten insan, kendi yetenek ve birikimiyle bu aileye katkı sağlıyor. Onların çabaları, hem çocuklarımızın iyileşme sürecini hızlandırıyor hem de toplumda dayanışma bilincini güçlendiriyor. Atatürk’ün de dediği gibi, asıl ihtiyacımız olan şey çalışkan olmak. Gönüllülük küçük bir adımla başlar, ama etkisi dalga dalga büyüyerek bir toplumun yaralarını sarar. Biz, el ele verdiğimiz bu yolda daha güçlü bir geleceği birlikte inşa ediyoruz” Etkinlikte konuşan 14 yıllık gönüllü Nilgün Can, LÖSEV’le tanışma hikâyesini ve gönüllülüğün hayatına kattıklarını anlattı. LÖSEV gönüllüsü olarak burada olmak bana tarif edilemez bir mutluluk ve gurur veriyor diyen Can, “Bir çocuğun gözlerindeki ışığı, bir ailenin umutla dolan yüreğini görmek her şeye değer. Biz gönüllüler olarak elimizden geldiğince çocukların hayatlarına dokunmaya, onların yanında olmaya çalışıyoruz. Burada çalışırken fark ettim ki; küçük bir desteğin bile ne kadar büyük değişimlere yol açabileceğini görmek insanın inancını tazeliyor. Atatürk’ün de dediği gibi, çalışkan olmak her şeyin başlangıcı. Çalıştıkça büyüyen bu dayanışma zinciri, çocuklarımızın ve ailelerimizin yarınlarını güzelleştiriyor. Gönüllülük, bir kişiden başlar ama bir ülkeye umut olur.” diyerek konuştu.  Gönüllülerini Türkiye’nin Dört Bir Yanında Kucaklıyor : “Sen Varsan Biz Varız”  LÖSEV irtibat ofislerinin bulunduğu illerdeki gönüllülerini de unutmadı. Buluşmalar ve çeşitli etkinliklerle gönüllülere teşekkür edildi. Türkiye’de gönüllülüğün öneminin vurgulandığı seminerler dizisi gerçekleştirildi. Seminerlerde LÖSEV’in yıllardır emek veren gönüllüleri kendi gönüllülük motivasyonlarını ve hikâyelerini paylaştı. Türkiye genelinde 7 milyondan fazla gönüllüsüyle en çok gönüllü üyeye sahip STK olan LÖSEV herkesi gönüllü olmaya davet ediyor. İlkokuldan üniversiteye kurumlardan emeklilere kadar LÖSEV’de herkesin lösemi ve kanser ile mücadele eden çocukları yaşama bağlamak için yapabileceği bir şeyler var. LÖSEV, destek olmak isteyen her yaştan gönüllü için farklı projeler sunuyor. LÖSEV’e gönüllü olmak çok kolay. www.losev.org.tr adresinden gönüllü kayıt formu doldurulabileceği gibi 0312 447 0660 numaralı telefondan da kayıt olunabiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Temiz su kaynaklarına erişim beka meselesidir Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Temiz su kaynaklarına erişim beka meselesidir

ANKARA (İGFA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Tarım ve Orman Bakanlığınca düzenlenen Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yapımı tamamlanan 564 Tesisin Toplu Açılış Töreni'nde konuştu. DSİ tarafından 77 şehirde yapımı tamamlanan eserlerin hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8'i baraj, 48'i gölet, 1'i yer altı barajı, 115'i sulama tesisi, 26'sı içme suyu tesisi, 1'i hidroelektrik santral ve 15 arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmeti ile 350'si taşkın kontrol tesisi olmak üzere toplam yatırım bedeli 98 milyar lira olan eserlerle 185 milyon metreküp hacminde su depolama kapasitesinin geliştirileceğini söyledi. 1 milyon 147 bin dekarlık arazinin sulamaya açılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Ayrıca yıllık 224 milyon metreküp içme suyu sağlamış, günlük 402 bin metreküp içme suyu arıtma kapasitesi ilave etmiş oluyoruz. Yine 484 meskul mahal ve 348 bin dekarlık araziyi taşkın zararlarından koruyor, 128 milyon kilovatsaat hidroelektrik enerji üretiyor, 3 milyon 54 bin dekar alanın tescilini yapıyoruz. Tamamlanan 564 yeni tesisimizle Türkiye ekonomisine yıllık 18 milyar lira tutarında ciddi bir katkı vereceğiz. Bu projeler arasında öne çıkan Yozgat İnandır Barajı'nın, Mersin Sorgun Barajı'nın ve Isparta, Yenişarbademli Şehit Gökhan Eriç Barajı'nı açılışlarını da inşallah birazdan canlı bağlantılarla gerçekleştireceğiz." Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin hizmetine sunmaktan kıvanç duydukları bu eserlerin hayata geçirilmesine vesile olan Tarım ve Orman Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve yüklenici firmalarına ayrı ayrı teşekkür ederek, işçisinden mühendisine, bu yatırımların tamamlanmasında sorumluluk üstlenen, emek veren, alın teri döken herkese şükranlarını sundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, su kaynaklarının azalmasına sebep olan bir başka önemli faktörün ise küresel nüfus artışı olduğuna dikkati çekti. "50 yıl önce 4 milyar civarında olan dünya nüfusu, bugün 8 milyarın üzerine çıktı" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ancak nüfus artarken, yeryüzüne düşen yağış miktarında herhangi bir artış yaşanmıyor. İklim değişikliği su kaynaklarımızı miktar ve kalite bakımından olumsuz etkilerken; küresel ısınma afetlerin sıklığını ve şiddetini de artırmaktadır. Dikkat ederseniz son yıllarda su baskınları, seller, fırtınalar, orman yangınları ve kuraklık gibi doğal afetlerle daha sık karşılaşıyoruz. Özellikle bizim de içinde yer aldığımız Akdeniz havzasındaki ülkeler, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine en fazla maruz kalan ülkelerdir. Geçtiğimiz bahar ve yaz mevsiminde şu gerçeği hepimiz gördük, güney ve batı illerimiz orman yangınlarıyla mücadele ederken kuzey bölgelerimizdeki şehirlerimiz sel felaketleriyle boğuşuyordu. Şairlere ilham veren ığıl ığıl yağan yağmurların yerini, aniden bastıran ve çoğu zaman su baskınlarına sebep olan şiddetli yağışlar aldı. Tabiattaki düzen bozuldukça, nimetler de birer afete dönüşmektedir." diye konuştu. Doğadaki bozulmanın temel sebebinin, kaynakların hoyratça kullanılması, bilinçsizce tüketilmesi olduğunu ve bunun arkasında da insanın tabiatla kurduğu ilişkinin değişmesi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suyu, toprağı, havayı, ormanlarımızı fütursuzca sömürülecek imkânlar değil, bizden sonra gelecek nesillere teslim edeceğimiz birer emanet olarak görmemiz gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından canlı bağlantı ile Yozgat İnandık Barajı, Mersin Sorgun Barajı ve Isparta Yenişarbademli Şehit Gökhan Eriç Barajı'nın açılışını yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İbrahim Hilmi Karslı'nın yaptığı duanın ardından beraberindeki Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve eski tarım bakanlarıyla kurdele keserek toplu açılışı gerçekleştirdi. Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, İnsan Suresi 6. ayetinin yazıldığı tablo hediye edildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.