Hava Durumu

#Müze

Haberin Analizi - Müze haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Müze haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa'ya Eczacılık Kültürü Müzesi kurulacak Haber

Bursa'ya Eczacılık Kültürü Müzesi kurulacak

Nilüfer Belediyesi, kente bir müze daha kazandırıyor. İhsaniye’de Sağlık Müzesi ile aynı binada yeralacak olan müzede; yıllardır mesleğine ilişkin araştırmalar yapıp belge toplayan, antikacılar ve mezatlardan eserler elde eden Eczacı Sinem Us’un koleksiyonu sergilenecek. Müzede eczacılık mesleğinin gelişimini yansıtan belgelerin yanı sıra Salvador Dali ve Rembrandt’ın bir eczacıyı çizdiğine dair belgeler, meslekle ilgili farklı dökümanlar, Kızılay köşesi, Birinci Dünya Savaşı’nda cephede kullanılan ilaç şişeleri, buradaki eczacıların hikayeleri, objeler, ilaç yapım aletleri gibi parçalar yer alacak. Tasarımını Ayhan Doğan, küratörlüğünü ise Sunay Akın’ın yapacağı müzeye ilişkin taraflar arasında bir protokol imzalandı. Nilüfer Belediyesi Halkevi Binası’nda yapılan protokol törenine Eczacı Sinem Us, şair, yazar, araştırmacı Sunay Akın, Tasarımcı Ayhan Doğan ile Sağlık ve Sigorta Yöneticileri Derneği (SASDER) Başkanı Levent Yiğit katıldı. Böyle bir çalışmaya ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, geniş koleksiyonu nedeniyle Us’u kutladı. Dr. Ceyhun İrgil’in katkılarıyla hazırlanan Sağlık Müzesi’ni yakında ziyarete açacaklarını belirten Başkan Erdem, aynı binanın bir diğer katını da Nilüfer Belediyesi-Sinem Us Eczacılık Kültürü Müzesi’ne ayıracaklarını kaydetti. 14 Mart 2024 tarihinde hizmete girmesi planlanan ‘Nilüfer Belediyesi-Sinem Us Eczacılık Kültürü Müzesi’nin protokolünü Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ile birlikte imzalayan Eczacı Sinem Us, bu müzeyi bir süre önce kaybettiği babası Dr. Atilla Us’a ithaf ettiğini söyledi. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’e desteğinden dolayı teşekkür eden Us, bu müzede doğayı anlatmaya çalışacaklarını ve eczacılık kültürünü anlatan ideal bir müze Tacaklarını söyledi. Sunay Akın ise kurulacak müzenin sağlıklı bir yaşamın ilk adımı olan doğayı korumayı anlatacağını kaydetti. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in önemli bir çalışmaya katkı sağladığını anlatan Akın, “Bursa’nın en önemli yerlerinden olan bir binayı sadece bu konuya ayırarak, bir müze olmasını kararlaştırdı. Türkiye’de müzecilik anlamındaki en özgün çalışmalardan biri ortaya çıkacak” diye konuştu.

Tapu Kadastro Müdürlüğü binası Ayasofya Tarihi Müzesi olarak ziyarete açıldı Haber

Tapu Kadastro Müdürlüğü binası Ayasofya Tarihi Müzesi olarak ziyarete açıldı

İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda bulunan eski Defter-i Hakani (Tapu Kadastro Müdürlüğü) binası Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Ayasofya’nın kuruluşundan itibaren günümüze gelene kadar geçirdiği değişimlerin anlatıldığı bir müzeye dönüştürüldü. 2020 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1934 yılında müzeye dönüştürülen Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’ni ibadete açmıştı. Aynı dönemde ibadete açılmasına karar verilen Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nin koleksiyonunda yer alan eserlerin sergilenebilmesi için Tapu Kadastro Müdürlüğünün de müzeye dönüştürülmesine karar verilmişti. Yaklaşık üç yıldır süren çalışmaların sonucunda Ayasofya’nın depolarında yer alan eserler ve Ayasofya’nın tarihini anlatan dijital müzecilik örneği ziyarete açıldı. Daha önce hiç sergilenmeyen eserlerin yer aldığı müze hakkında Sanat Tarihi Uzmanı Hayri Fehmi Yılmaz bilgi verdi. “DÜNYANIN EN NADİR VE EN ETKİLEYİCİ ANITLARINDAN BİRİ OLAN AYASOFYA OLAĞANÜSTÜ BİR KOLEKSİYONA SAHİP” Ayasofya Tarihi Müzesi hakkında bilgi veren Sanat Tarihi Uzmanı Hayri Fehmi Yılmaz, “Ayasofya deyince Türkiye’nin muhteşem anıtlarından birini hatırlıyoruz. Bu anıt 6. yüzyılda inşa edildi. 4. yüzyılda inşa edilip 5. ve 6. yüzyılda yenilendi. Bugünkü hali 6. Yüzyıldan günümüze kadar ulaştı. Dünyanın en nadir ve en etkileyici anıtlarından biri olan Ayasofya olağanüstü bir koleksiyona sahip. Yaşadığı bütün asırlarda kentin ve bu coğrafyanın hakimleri onu daha zenginleştirmek için yapıya birçok hediyeler sundu. Dolayısıyla Bizans ve Osmanlı uyarlıklarının zirvesini temsil eden bir yapı oldu. 20. yüzyılda tarihinin büyük bir kısmı müze olarak geçti. 1934 yılında bu süreç içinde hem yapıyla ilgili bazı malzemeler hem de yapının dönemleriyle ilgili malzemelerini toplayan bir müze haline getirildi. 2020 yılında yapının kendisi tekrar cami haline getirilince Ayasofya Müzesi varlığını devam ettiriyor. Binanın içinde değil, anıt müze olarak kullanılıyordu. Koleksiyonlarını sergileme fırsatı ortaya çıktı. İstanbul’a bu da büyük bir hediye” dedi. “AYASOFYA’DA BAZILARI HİÇ TEŞHİRE ÇIKMAMIŞ ÖZGÜN MALZEME SERGİLENİYOR” Ayasofya’nın depolarında yer alan ancak hiç sergilenmeyen eserleri anlatan Yılmaz, “Ayasofya’da bazıları hiç teşhire çıkmamış özgün malzeme sergileniyor. Çok özgün bir müze oluşturuldu. Aslında 2 kat boyunca Ayasofya tarihini görsellerle anlatan etkileyici bir modern müzecilik teşhiri karşımıza çıkıyor. Hemen onun altında da Ayasofya’nın bizim alıştığımız klasik anlamda bir teşhirini izlemek mümkün. Yapı malzemesinin içerisinden damgalı tuğlalar çok enteresan bir grubu oluşturuyor. Yapının bütün yüzeylerini kaplayan zengin mozaik bezemelerin zamanla dökülmüş olan tesseralarından örnekler görülüyor. Böylelikle mozaik sanatını anlamak çok enteresan olacak. Sikkelerle çok ilginç bir koleksiyona sahip. Onları da ara ara serginin her yerinde izleyebiliyoruz. Bizans dönemine ait taş eserler, mimari parçalar fotoğraflarla çok iyi desteklenmiş. Osmanlı dönemi için de o dönemin mefruşatıyla ilgili özellikle Kuran-ı Kerim mahfazaları bulunuyor. Osmanlı, ahşap sanatının hiç şüphesiz baş yapıtı olan rahleler teşhir ediliyor. Minberin iki tarafına asılmış sancakların orijinali izlenebiliyor. Serafimlerden birinin yüzünü kapatan bir levha vardı. O kaldırılınca biz serafimi görüyoruz. Sultan Abdülmecid döneminde yerleştirilmiş olan levhanın kendisi burada teşhir ediliyor. Ayasofya ile ilgili yazmalar var. Ayasofya Kütüphanesi çok enteresan bir bölüm oluşturuyor. Özellikle Osmanlı döneminde Ayasofya’nın tarihini anlatan yazmaların izlenmesi de hiç şüphesiz çok keyifli. Müze haline getirildikten sonra Ayasofya Türkiye’de ve dünyada Bizans sanatının önemli müzelerinden biri haline geldi. Türkiye’de Bizans sanatı ile ilgili koleksiyonlar burada toplandı. Çıkışta bu sergilemelerin sonunda bizi müthiş bir sürpriz karşılıyor. Bir rulo halinde Fatih’in Vakfiyesi ziyaretçileri karşılıyor. Sanırım ilk kez teşhir ediliyor bu. Bence İstanbul tarihini sevenler, Ayasofya’yı izlemek isteyenler muhakkak yapıyı ziyaret ettikten sonra bu müzeyi de ziyaret etmelidir” ifadelerini kullandı. “AYASOFYA’NIN ÇOK KATMANLI TARİHİNİ ANLATAN BİR MÜZENİN DÜZENLENMESİNİN YAPILMASINA DA KARAR VERİLDİ” Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesine karar verildiğinde müze içinde çalışmalara başlandığını aktaran Hayri Fehmi Yılmaz, “Ayasofya Müzesi, Türkiye’nin en eski müzelerinden biridir. Kurumsal olarak 1934 yılından beri var. 2020 yılında yapının camiye dönüştürülmesine karar verildiğinde Ayasofya’nın çok katmanlı tarihini anlatan bir müzenin düzenlenmesinin yapılmasına da karar verildi. Uzun çabalardan sonra Kültür Bakanlığının, Ayasofya Müzesi Müdürlüğü eşliğinde Ayasofya tarihiyle ilgili çok hoş bir sergi hazırlandı. Türk müzeciliği açısından da ilginç bir bölümü Kültür Bakanlığının koleksiyonunun sergilendiği bir bölüm ise yapının tarihini anlatan dijital müzeciliğin bütün yöntemlerinin kullanıldığı bir bölüm. Burası geçtiğimiz ay ziyarete açıldı. Bu koleksiyonun önemli bir kısmı Ayasofya Müzesi Müdürlüğünün koleksiyonuydu ama bazıları ilk kez teşhir ediliyor. Bazıları da Kültür Bakanlığına bağlı kurumlardan Ayasofya ile ilgili olanlar buraya getirildiler. Bu sergi düzenlemesi içinde İstanbulluların ziyaretine açıldılar. Ayasofya’nın tarihini anlatan muhteşem düzenleme bir ilktir” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.