Hava Durumu

#Öğretmen

Haberin Analizi - Öğretmen haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Öğretmen haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bakan Tekin açıkladı... Öğretmenlerin aile mazeretine ek hak! Haber

Bakan Tekin açıkladı... Öğretmenlerin aile mazeretine ek hak!

ANKARA (İGFA) - Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin aile birliklerinin sağlanması için yeni bir adımı daha hayata geçiriyor. Söz konusu atamalarda aile birliğinin sağlanabilmesi için öğretmenlerin tercih ettikleri illerde alanlarında ihtiyaç olan bir eğitim kurumu normu ile ilişkilendirilmek üzere yer değiştirme başvurularını bugün itibariyle almaya başlayan Bakanlık, bahse konu atamaları illerin norm kadro durumu dikkate alarak yapacak. 27 Ocak'a kadar yapılacak başvurularda herhangi bir norm fazlalığı oluşumuna mahal verilmeyecek. Konuyla bakanlığın resmi internet sitesinde yer alan habere göre Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yaptığı değerlendirmede,  göreve geldikleri günden bu yana her fırsatta öğretmenerle bir araya gelerek, taleplerini aldıklarını belirtti. Gelen talepleri yeniden değerlendirerek norm fazlası oluşturmayacak şekilde yeni bir değerlendirme daha yapmaya karar verdiklerini ifade eden Tekin, "İnsanlık tarihine her daim yön vermiş büyük medeniyet birikimimizin temel yapı taşlarından biri olan "aile", toplumumuzun çekirdeği; milletimizi var ederek kenetleyen en kıymetli ögedir. Toplumların ve nesillerin inşasında böylesine yapısal ve eğitsel işlevi bulunan aile kurumunu, karar süreçlerimizde her zaman merkeze alıyoruz" dedi. BAŞVURULAR 24- 27 OCAK'TA 2024 yarıyıl tatili öğretmenlerin mazerete bağlı yer değiştirme duyurusu kapsamında aile birliği mazeretine bağlı olarak, iller arası yer değiştirmek üzere onaylı ön başvurusu bulunan ancak atama işlemi gerçekleşmeyen öğretmenlerin, aile birliklerinin sağlanması amacıyla ek yer değiştirme başvuruları, 24 - 27 Ocak tarihleri arasında alınacak. Aile birliği ön başvurusu olan öğretmenlerin görev yaptığı ilde veya duyuru ekinde yer alan 23 ilden birindeki tercihler dikkate alınarak değerlendirilecek.

Müfredat sadeleşiyor... Kademeli uygulanacak! Haber

Müfredat sadeleşiyor... Kademeli uygulanacak!

ANKARA (İGFA) - Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in talimatıyla başlatılan müfredat değişikliğine yönelik hazırlık çalışmaları, Ortaöğretim Genel Müdürlüğünün koordinasyonunda bu yılın haziran ayında başladı. Okul öncesinden lise son sınıfa tüm eğitim kademelerinde yürütülen yeni müfredat süreci kapsamında, Bakanlık bünyesindeki ilgili birimlerde komisyonlar oluşturuldu. Komisyonların akademisyenler, eğitim paydaşları, eğitim yöneticileri ve öğretmenlerin aralarında olduğu geniş katılımla düzenlediği çalıştaylarda, müfredatın yol haritasının belirlenmesine yönelik çalışmalar yürütüldü. Müfredatla ilgili en geniş katılımlı çalıştay, geçen hafta "Bütüncül Eğitim: Türkiye Yüzyılı Modeli Öğretim Programları Geliştirme Çalıştayı" adıyla Ankara Kızılcahamam'da düzenlendi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın resmi internet sitesinde yer alan habere göre çalıştayda, MEB'in yürüttüğü müfredat değişikliği ile öğrencilerin zihinsel, sosyal, duygusal, fiziksel ve ahlaki açıdan çok yönlü gelişimini esas alan "bütüncül eğitim" yaklaşımının hedeflendiği vurgulandı. Bakanlığın müfredat değişikliği çalışmalarını yürüten ilgili genel müdürlükler de haziran ayından bu yana ayrıca çok sayıda çalıştay düzenledi. Bu çalıştaylarda da akademisyenlerden eğitim paydaşlarına, eğitim yöneticilerinden öğretmenlere çok geniş kesimden müfredatla ilgili görüşler alındı ve raporlandı. Çalışmalar tamamlandığında her ders için oluşturulan komisyondaki alan uzmanlarının değerlendirmeleri sonucunda gerekli değişiklikler yapılacak. Müfredat değişikliğinin önümüzdeki ay kamuoyu ile paylaşılması planlanıyor. Yeni müfredat, 2024-2025 eğitim öğretim döneminde "okul öncesi, 1, 5 ve 9'uncu sınıf"lardan itibaren kademeli şekilde uygulanacak Hatırlanacağı gibi, Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, müfredat değişikliğini tüm sınıfları kapsayacak şekilde çalıştıklarını belirterek, "Söz konusu değişiklikle çocuklarımıza gereksiz, düzeylerinin üstünde bir bilgi yüklemesi yapmayacağız, derslerin tamamında sadeleşme olacak." bilgisini vermişti. İlkokul, ortaokul, lisede tekrar eden konular bulunduğunu vurgulayan Tekin, bu konuları sadeleştirmek veya çıkarmak üzerine çalışmaları yoğunlaştırdıklarını, bazı konuların da pedagojik usullerle anlatılmadığını, lisede anlatılan konu ya da ilkokulda anlatılan konunun birbirini tamamlamadığını ifade etmişti.

Sürekli ‘ders çalış’ söylemi doğru değil! Haber

Sürekli ‘ders çalış’ söylemi doğru değil!

İSTANBUL (İGFA) - Üsküdar Üniversitesi Çocuk Gelişimi Öğr. Gör. Elif İpek Tutuş, oyunun belli bir amaca yönelik olan veya olmayan, kurallı veya kuralsız olarak sergilenen, çocuğun keyifli ve aktif bir şekilde rol aldığı, çocuğun tüm gelişim alanlarını destekleyen bir aktivite olduğunu ifade etti. “Oyun, çocuğun hayatının bir parçası" diyen Tutuş, "Çocuğun hayatında gelişimlerinin desteklenmesi, sosyalleşmesi, günlük yaşam becerilerini pratik etmesi ve her şeyden önce keyifli vakit geçirebilmesi için önemli bir yere sahip. Çocuğun oyunları ve oyuncakları çocuğun yaşına, gelişim özelliklerine ve gelişim alanlarına göre değişiklik gösterebiliyor. Oyun, çocuğun gelişimini destekliyor, empati duygusunu, yaratıcılığını güçlendiriyor; sorumluluk almasını, kendini ifade etmesini sağlıyor ve hayatın pratiğini yapmasına yardımcı oluyor" dedi.i OYUNCAKLAR ÇOCUKLARIN YAŞINA UYGUN OLMALI Çocukların yaşına uygun oyuncak seçiminin önemine vurgu yapan Tutuş, “Erken çocuk döneminde çocukların boğazına kaçabilecek küçüklükte, yumuşak olmayan ya da elektrikli oyuncakların seçilmemesi öneriliyor. Sağlam ve dayanıklı oyuncaklar seçmek, seçilen oyuncağın çocuğun yaşına uygun ve işlevsel olup olmadığına dikkat etmek de oldukça önemli.” dedi. Tutuş, okul öncesi ve okul döneminde çocuğun kaba motor, ince motor, dil, sosyal ve bilişsel gelişimini desteklemeyi amaçlayan; ilerleyen dönemlerde ise okula ve hayata hazırlanmalarını sağlayan oyuncak ve aktiviteler seçmek gerektiğini dile getirerek, "Okul öncesi dönem çocuklarının hayal güçleri oldukça gelişmiştir. Bu dönemde bu becerinin desteklenmesini sağlayan oyun ve oyuncaklar seçilmesi elzem. Bu hususta sembolik oyun oynayabilecekleri, hayatı pratik edebilecekleri ve aktif rol alabilecekleri materyaller tercih edilmeli. Bu materyallere minyatür evcilik oyuncakları örnek verilebilir. Ek olarak bilişsel gelişimi için yap bozlar, basit kutu oyunları, hafıza kartları; motor gelişimi için bloklar legolar, boncuk dizme setleri, ahşap oyuncaklar örnek verilebilir. Hareketli oyunlarla çocuğun kas kemik gelişimine katkı sağlanabilir, kan dolaşımı hızlandırılabilir" diye konuştu. Oyunların aynı zamanda çocukların duygularını belli etmesine olanak sağlayarak duygusal gelişimini desteklediğini de anlatan Tutuş, şöyle devam etti: “Çocuğun toplulukla oynadığı oyunlarda sıra alarak, haklarını koruyarak, yardımlaşarak ve iş birliği yaparak sosyal gelişiminin de desteklendiği görülüyor. Peluş oyuncaklar, resimli kitaplar, müzik aletleri de okul öncesi ve okul çocuğunun gelişimini destekleyen temel oyun materyalleri. Hatta sadece bunlar değil evimizde bulunan tahta kaşıklar, tencereler, eski kıyafetler, doğadaki nesneler, atık materyaller, su, kum… Bunların hepsi kendi başına birer oyun materyali haline gelebilir ve bunlarla çeşitli oyun ve aktiviteler kurulabilir.” SÜREKLİ ‘DERS ÇALIŞ’ SÖYLEMİ DOĞRU DEĞİL! Oyunun çocuğun işi olduğunu belirten Tutuş, "Çocuğun sadece erken çocuklukta oyun oynaması, okul döneminde ise sürekli olarak ders çalışmasının söylenmesi doğru değil. Okul döneminde elbette çocuğun sorumluluklarının üstünde durulmalı fakat oyun hakkı elinden alınmamalı. Okul dönemi çocuklarıyla da düzenli olarak oyun oynanmalı fakat seçilen oyunların yaşına ve gelişim özelliklerine uygun olması sağlanmalı, çocuk bu yönde teşvik edilmeli ve desteklenmeli" diye konuştu.

İlkokullarda "sınav yerine süreç odaklı" sistem: Detayları belli oldu Haber

İlkokullarda "sınav yerine süreç odaklı" sistem: Detayları belli oldu

Yeni süreçle okullarda "durum değerlendirmesi" çok duyulan bir kavram haline gelecek ve Milli Eğitim Bakanlığının bu hedefle hazırladığı ölçme araçları öğretmenlerin kullanımına sunulacak. Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürü Kemal Bülbül, ilkokullardaki ölçme değerlendirme uygulamalarındaki yeniliklere ilişkin açıklama yaptı. Bülbül, okullarda sonuç odaklı ölçme sisteminden süreç odaklı ölçme sistemine geçiş çalışmasını içeren yeni düzenlemenin, anaokul ve ilkokul düzeyindeki öğrencilerin öğrenme süreçlerinin değerlendirilmesine yeni bakış açısı getireceğini söyledi. Öğretmenlerin ders etkinlikleri sırasında sürekli ölçme faaliyeti yürüttüğüne işaret eden Bülbül, şunları kaydetti:"Öğrencilerin verilen yönergeleri anlaması, doğru adımlar atması ve istenileni ortaya koyması, öğretmenin de anında geri bildirim vermesi, aslında sınıf içi ölçmenin tam ifadesi. Yeni yaklaşımımızda, bunun planlı şekilde yapılmasını ve öğrencinin ürünlerinin gelişim dosyasında tutulmasını hedefliyoruz. Bu yaklaşımla yönetmelikle ilkokul 4. sınıflarda yazılı uygulaması kaldırıldı. Bunun yerine ilkokullarda tüm sınıf kademelerinde ölçme sistemi, süreç odaklı öğrenme yaklaşımıyla öğrenci gelişim dosyasına göre olacak. Okul öncesi ve ilkokul 1, 2, 3 ve 4'üncü sınıflarda öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimi sürekli takip edilecek. Öğrencilerin gelişim düzeyleri, öğretmen rehberliğinde gerçekleştirilen bireysel ve grupla yapılan etkinliklere katılım gözlem formları, oyun temelli değerlendirmeler ve verilen görevleri yerine getirme gibi ölçme araçlarıyla takip edilecek." "DURUM DEĞERLENDİRMESİ" DAHA ANLAMLI Bülbül, bu yeni bakış açısıyla okullarda artık "durum değerlendirmesi" ifadesinin çok duyulacağını aktardı. Öğrencinin bulunduğu noktayla geldiği nokta arasındaki gelişim seviyesini belirlemenin, ölçmenin temel amacı olduğunu vurgulayan Bülbül, "Okullarımızda öğretmenlerimiz çok güzel çalışmalar yapıyor. Ancak değerlendirme bir sınava göre yapılırsa sonuç istenildiği gibi çıkmayabiliyor. Önemli olan süreç içerisinde neler yapıldığı ve öğrencideki gelişimin ne düzeyde olduğunun belirlenebilmesidir. Buna biz 'durum değerlendirmesi' diyoruz ve bunu ölçmek, bizim için daha anlamlı." dedi. TÜRKÇEDE 4 BECERİYİ ÖLÇEN ÖLÇME ARAÇLARI GELİYOR Genel Müdür Bülbül, ilkokullarda özellikle Türkçenin doğru ve etkin kullanımıyla ilgili 4 beceriye yönelik özel ölçme araçları kullanılacağını bildirdi. Böylece Türkçe öğretimine ağırlık vereceklerini belirten Kemal Bülbül, şöyle devam etti: "Okullarda ilkokul 2. sınıfa kadar test çözme alışkanlığı oluşmuştu. Ama asıl olan, öğrencilerin düşünme becerisinin gelişmesi, düşündüğünü yazması, muhakeme yeteneklerinin geliştirilmesi. Dört beceri içerisinde yazma becerisinin geliştirilmesi çok önemli. Bu konuda Bakanlığımız 2016 yılında 'Yazılı Anlatım Becerilerinin Geliştirilmesi' çalışmasını başlattı. Bu yönde hazırladığımız ölçme araçlarını öğretmenlerimizin kullanıma sunacağız ve bu test çözmekten çok daha kıymetli bir çalışma olacak. Öğrencilerimizin yazılı anlatım becerilerinin yanı sıra dinleme ve konuşma becerisinin de geliştirilmesi gerekir. Ortaokul ve liselerde olduğu gibi ilkokulda da öğretmenlerimiz, öğrencilerinin bu becerilerini geliştirmede önemli bir rol üstlenecek ve Bakanlık olarak da bunu sürekli takip edeceğiz." "SÜREKLİ SORU ÇÖZMEK DEĞİL, OKUDUĞUNU ANLAMAK ÖNEMLİ "Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürü Kemal Bülbül, velilerin çocuklarının sınav başarısı için sürekli soru çözme ve deneme sınavına girmesi  gerektiğini düşündüğünü, bunun da çok sağlıklı olmadığını söyledi. Sınavlara hazırlık ve sınav başarısı için öğrencilere test çözdürmek yerine öğrencilerin muhakeme ve akıl yürütme becerilerinin geliştirilmesi gerektiğine işaret eden Bülbül, "Eğer öğrenci okuduğunu anlıyorsa ve verilenleri kullanarak sorunun çözümüne ulaşabiliyorsa sınavda başarı göstermesi kaçınılmaz" dedi. Öğretmenlerin de klasik ölçme alışkanlıklarını kolay terk edemeyeceğini, ama sonuç odaklı ölçmenin kendilerini de rahatsız ettiğini bildiklerini söyleyen Bülbül, "Alışkanlıklardan vazgeçmek kolay değil, ama hepimiz hemfikiriz, öğrencilerimizin ders kitaplarını takip etmeleri, derse aktif katılım sağlamaları ve soruların cevaplarını seçme yerine kendi düşüncelerini yazmaları onların daha da başarılı olmalarını sağlayacak." diye konuştu. Bakanlık olarak, süreç odaklı ölçme değerlendirmeye yönelik öğretmenlere destek olmak için "ölçme araçları" yayınlamaya başlayacaklarını bildiren Bülbül, öğretmenin öğrettiğini nasıl ölçeceğine ilişkin örnek materyalleri sürekli olarak EBA üzerinden yayınlayacaklarını bildirdi. Genel Müdür Kemal Bülbül, sözlerini, "İlköğretim ya da ortaöğretim fark etmez, tüm ölçme çalışmalarında öğrencileri ve okulları sıralamak ya da karşılaştırmak fayda sağlayan bir çalışma değil. Unutulmamalı ki bir yerde birinci varsa orada sonuncu da vardır. Önemli olan, süreçte kimlerin ne düzeyde katkı sağladığı ve başlangıçtan sonuca kadar ne kadar fayda elde edildiğidir." değerlendirmesinde bulundu.

Öğretmene saldırı, geleceğe saldırıdır Haber

Öğretmene saldırı, geleceğe saldırıdır

Orhangazi’deki Eğitim Sendikaları, Erenler Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Aysel Bağın’ın saldırıya uğramasına tepki gösterdi. Olay sonrasında adli soruşturma devam ederken, Okul önünde bir araya gelen Türk Eğitim Sen, Eğitim Bir-Sen, Eğitim Sen, Eğitim İş ve Eğitimin Gücü Sendikaları temsilcileri bir araya gelerek yaşanan olaya tepki gösterdi. Yetkililerin daha ciddi tedbir almasını bekliyoruz Okul önünde bir araya gelen sendikalar adına açıklama yapan Türk Eğitim Sen Bursa 2.Nolu Şube Başkanı Fatih Gümüş, "Eğitim-öğretim yılının henüz başında bir öğrencinin ablası tarafından darp edilen müdürümüzün yanında olduğumuzu belirtmek ve bu çirkin saldırıyı kınamak için bir arada olduklarını belirterek, değerli okul müdürümüze yönelik bu saldırı aslında bütün eğitim camiamıza ve geleceğe yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı kamu görevlilerini sistemli bir şekilde itibarsızlaştırma çalışmalarının bir sonucudur. Bütün yetkilileri artık daha ciddi tedbir alma konusunda harekete geçmeye davet ediyoruz" dedi. Gümüş konuşmasını şöyle sürdürdü; "Son yıllarda üzülerek şahit oluyoruz ki, öğretmene şiddet vakaları artık sıradanlaşmış üçüncü sayfa haberleri arasına girmiş durumdadır ifadelerine yer veren Fatih Gümüş, gün geçmiyor ki öğrenci ya da veli tarafından sözlü ya da fiziki şiddete maruz kalan bir öğretmen haberiyle karşılaşmayalım. Öğretmenlerimizin motivasyonuna, itibarına ve hatta canına kasteden şiddet vakaları, artık eğitim hayatımızın en hayati problemlerinden birisi haline gelmiştir. Şiddet vakaları konusunda önleyici ve caydırıcı tedbirleri içeren mevzuat düzenlemeleri zaman kaybedilmeksizin hayata geçirilmelidir. Psikolojik danışmanlık hizmetlerinin etkin hale getirilmesi, disiplin yönetmeliklerinin yetersizliklerinin giderilmesi, okullarda güvenlik önlemlerinin alınması vs. gibi düzenlemeler zaman kaybetmeden yapılmalıdır. Öğretmene verilen değer hususunda öğrenci ve ailelerin bilgilendirilmesi, öğretmene şiddet vakalarının önünün alınması anlamında gözden kaçırılmaması gereken hususların başında gelmelidir."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.