Hava Durumu

#Virüs

Haberin Analizi - Virüs haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Virüs haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Erkekleri öldüren virüs keşfedildi Haber

Erkekleri öldüren virüs keşfedildi

(ABD İGFA) Japon bilim insanları tarafından yapılan açıklama, kısa sürede yankı uyandırdı. Araştırmanın sonuçları, 2021 yılında vizyona giren diziyi hatırlattı. Dizi, sadece erkekleri öldüren bir virüsün ortaya çıkmasından sonra yaşananları anlatıyordu. Japon bilim insanları uzun süredir yaptıkları çalışmaların sonunda yeni bir virüs türü keşfetti. Tırtıllar üzerinde gerçekleştirilen çalışmalar sonucu, tırtıllar üzerindeki bir virüsün sadece erkekleri öldürmek üzere evrimleştiği açıklandı. TESADÜF ESERİ KEŞFEDİLDİ Minami Kyushu Üniversitesi'nde araştırma teknisyeni olarak görev yapan Misato Terao, üniversitenin terasında bulunan tırtılların, bitkileri daha farklı kemirdiğini fark etmesi üzerine bir araştırmaya başladı. Hemen tırtılları toplayan Terao, bunları böcek fizyoloğu uzmanı Yoshinori Shintani'nin laboratuvarına götürdü. Shintani, tırtılların büyük çoğunluğunun dişi olduğunu tespit etti. Shintani, laboratuvara getirilen tırtılların içerisindeki erkeklerle dişileri çiftleştirerek 13 farklı nesil elde etti. DİŞİLERE DOĞAL SEÇİLİMDE AVANTAJ SAĞLIYOR Araştırma sonucunda, 13 nesil sonra yalnızca 3 erkek tırtılın hayatta kaldığını geri kalan büyük kısmın dişi olduğunu belirledi. Araştırmalarını derinleştiren Shintani, tırtılların üzerinde ‘erkek katili’ bir virüs olduğunu keşfetti. Buna göre Shintani, virüslerin anneden çocuklara geçtiğini, üremede sıkıntı yaratmadığını ancak dişilerin doğal seçilimde büyük bir avantaj kazandığını açıkladı. AKILLARA 2021 YILINDA ÇIKAN DİZİYİ GETİRDİ Araştırma sonuçları, 2021 senesinde vizyona giren "Y: The Last Man" dizisini akıllara getirdi. Dizide sadece Y kromozomuna saldıran bir virüs nedeni ile dünyada Y kromozomuna sahip tüm memeliler hayatını kaybediyordu.

Küresel ısınma ile gelen yeni tehlike: Sivrisinekler daha ölümcül hale geliyor Haber

Küresel ısınma ile gelen yeni tehlike: Sivrisinekler daha ölümcül hale geliyor

Sivrisineklerin farklı türleri dang humması, Zika virüsü, sarı humma, chikungunya virüsü, sıtma ve Batı Nil virüsü gibi oldukça ciddi ve ölümcül bulaşıcı hastalıkları taşıyabiliyor ve bir kişiden alıp diğerine bulaştırabiliyor. Sivrisinek kaynaklı hastalık uzmanları, küresel sıcaklıklar artmaya devam ettikçe, yeni bölgelerde daha sıcak ve nemli havanın görüleceğini açıkladı.  Araştırmacılar, sıcaklıklar arttıkça ve sivrisinekler daha önce gelişemedikleri yerlere göç ettikçe, daha geniş erişim alanları ve daha uzun yaşam sürelerinin, i onlara dünyanın yeni bölgelerinde hastalık yaymak için bolca fırsat vereceği konusunda uyardı.  Bununla birlikte küresel ısınma, en acil ve politik olarak en çok tartışılan konulardan biridir ve daha önce ılıman olan bölgelerde daha yüksek sıcaklıklara, daha aşırı hava koşullarına ve artan sellere neden olacaktır, bunların hepsi de daha uzun süre ortalıkta kalan daha büyük sivrisinek popülasyonunu teşvik eden faktörlerdir. DÜNYA GENELİNDE NEM VE SICAKLIKLAR ARTTI Küresel ortalama sıcaklıklar 1800'lerin sonlarından bu yana yaklaşık 1,5 derece erece artmış olup, artışların çoğu son 50 yılda meydana geldi. Birleşmiş Milletler'e (BM) göre ise atmosferdeki su buharı miktarı bunun sonucunda her on yılda yaklaşık yüzde bir ila iki oranında arttı. ABD’de yer alan Johns Hopkins Sıtma Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Dr. Photini Sinnis, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Sivrisinekler ve sivrisineklerin uzun ömürlülüğü için en önemli şey nemdir. Sera gazları atmosferdeki ısıyı hapsettikçe, Dünya'daki sıcaklıklar yükselir ve bu da göller ve nehirler de dahil olmak üzere karadaki su kaynaklarından buharlaşmanın artmasına neden olur. Ve sıcak hava daha fazla su buharı tutar.” diye konuştu.

Bakan Koca'dan net açıklama: Asla aşı veya kapanma olmayacak Haber

Bakan Koca'dan net açıklama: Asla aşı veya kapanma olmayacak

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni görülen varyantların ardından "Toplu bir aşı kampanyası ya da kapanma benzeri tedbirler asla uygulanmayacak" dedi. Bakan Koca'nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: "Arkadaşımız Dr. Ersin Mahmutluoğlu adının karıştırıldığı tezvirattan incinmesin, nur içinde yatsın. Bilindiği gibi, Erzin Devlet Hastanesi Başhekimimiz Dr. Ersin Mahmutluoğlu’nu yakın bir tarihte kaybettik. Kendisine tekrar Allah’tan rahmet diliyorum. Ne acıdır ki arkadaşımız Dr. Ersin’in vefatı, bilhassa hekimleri üzecek şekilde anılmaya, adeta bir kara propaganda aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu propaganda, Eris varyantı sebebiyle, tıpkı salgının başlarındakine benzer, şu an için asla gerçekçi ve gerekli olmayan, bilimsellikten tamamen uzak tedbirlerin uygulanmasına ve aşı kampanyaları başlatılmasına yöneliktir. Her ürünün üreticisi gibi, aşı üreticileri de ürettikleri ürünün daha fazla alıcı bulmasını isteyebilirler. Ama bilim buna bakmıyor! Gereksiz bir ilacı kim kullanmak ister, onu hangi hekim önerebilir? Öneriyorsa, o tıp ahlakına bağlı bir hekim midir? Hastayla ilişkisi dışında, olası başka ilişkileri de akla gelmez mi? Bilim adına bilime aykırı girişimlerde bulunanları ve ülkemizin gereksiz yere “sosyal bir depresyona” sürüklenmesinde sakınca görmeyenleri bilimin tarafsızlığını, sorumluluğunu üstlenmeye davet ediyorum. Kim ne derse desin, spekülasyonlardan hareketle, gerçekçi veriler olmadığı halde yapılmayacak olanı yapmayacağız. Sosyal depresyon da büyük bir sağlık sorunudur. Covid-19’la mücadelede, radikal tedbirler almaktan aşı uygulamasına, insanımızın sağlığı için ne gerekiyorsa hepsini, milletçe uyum içinde yaptık. Şimdi gündemde olan küresel ve yerel propaganda, eski tecrübenin haklı endişesinden hareketle bir boyun eğdirme çabasıdır. Boyun eğmeyiz, eğmeyeceğiz. Bu söz konusu bile olamaz. Toplu bir aşı kampanyası ya da kapanma benzeri tedbirler asla uygulanmayacak. Covid-19, artık griple nasıl mücadele ediliyorsa tıpkı öyle mücadele edilecek bir hastalıktır. 85 Milyon müsterih olsun. Genç yaşta kaybettiğimiz hekim arkadaşımız bu yönden de talihsiz. Adı, etik dışı emel sahiplerinin dilinde. Kendisinin vefat nedeni çok açıktır. Dr. Ersin Mahmutluoğlu’nun 35 yaşından itibaren kalp yetmezliği rahatsızlığı vardı. Dr. Ersin, bu rahatsızlığına bağlı olarak gelişen hastalıklarıyla birleşen solunum yolu enfeksiyonu sebebiyle hayatını kaybetti. Yapılan 3 ayrı PCR testi sonucunda kendisinin Covid-19 olmadığı anlaşılmıştı. Buna rağmen, bilimsel mantıkla sağlaması yapılmış bir içerik sunuyormuş gibi görünerek, bilimsel karşılığı olmayan bir takım yorumlarda bulunanlar talihsiz bir davranış örneği sergilediler. Bugün konuşulanların ömrü kısa olacak, bilimin sözünün ömrü uzundur. Hekimliğin rengi beyazdır. Bir hekime, kara propaganda yakışmaz. Arkadaşımız Dr. Ersin Mahmutluoğlu adının karıştırıldığı tezvirattan incinmesin, nur içinde yatsın."

Mariana Çukuru'nda yeni bir virüs keşfedildi: Dünyanın en derin noktasındaki virüs insanlığa zarar verebilir mi? Haber

Mariana Çukuru'nda yeni bir virüs keşfedildi: Dünyanın en derin noktasındaki virüs insanlığa zarar verebilir mi?

Çinli araştırmacılar dünyanın en derin noktası olan Mariana Çukuru’nda yeni bir virüs keşfetti.  Çin Okyanus Üniversitesi'nde deniz viroloğu olan ve araştırmayı yöneten Min Wang, "Yaşamın olduğu her yerde, patojenlerin iş başında olduğunu görebilirsiniz. Dünyanın en derin noktasında bile virüsleri bulabiliyorsunuz.” dedi. YENİ VİRÜSÜN ADI NE? Wang, yeni keşfedilen virüsün “'bakteri yiyen” anlamına gelen bir bakteriyofaj olduğunu  ve bakterilerin içine bulaşıp çoğalarak hayatta kaldığını söyledi. Yeni virüs vB_HmeY_H4907 olarak adlandırıldı.  Araştırmanın yazarlarından Yue Su, bakteriyofajları incelemenin ve bu konuda daha fazla bilgi edinmenin insanlar için faydalı olduğunu söyledi. Su, "Özellikle günümüzün antibiyotik kullanımı ve antibiyotiğe dirençli bakterilerin çoğalması çağında, bu virüsler insanları bakteriyel enfeksiyonlardan korumaya yardımcı olabilir." dedi. İNSANLARI ENFEKTE EDEBİLİR Mİ? Su, ayrıca mevcut araştırmaların, okyanus tortusunda bulunan virüs gibi bakteriyofajların insanları ve deniz yaşamını enfekte etmesinin olası görünmediğini, çünkü konakçısının bakteri olduğunu söyledi.  DENİZ SEVİYESİNİN 9 KİLOMETRE ALTINDA BULUNDU Microbiology Spectrum adlı bilimsel dergide yayımlanan çalışmaya göre, yeni virüs en alçak noktasında yaklaşık 11 kilometre üksekliğe ulaşan Mariana Çukuru'nda deniz seviyesinin 9 kilometre altındaki tortuda bulundu. Bilim insanları, virüsün bulaştığı bakterinin genellikle okyanusun derinliklerindeki tortularda ve hidrotermal bacalarda ya da deniz tabanındaki sıcak su akıntılarını serbest bırakan açıklıklarda bulunduğunu belirtti.  Wang, "Bildiğimiz kadarıyla bu virüs, küresel okyanuslarda bilinen en derinde bulunan virüstür." dedi. İNSANLARI ENFEKTE ETME OLASILIĞI GÖZ ARDI EDİLMİYOR Diğer taraftan Wang, araştırmaların sınırlı olduğunu belirterek şimdiye kadar okyanus derinliklerinde henüz hayvanları ya da insanları enfekte edebilecek hiçbir virüsün keşfedilmediğini belirtti. Ancak ekip, bölgede hayvanları ve insanları enfekte edebilecek virüslerin bulunma olasılığını göz ardı etmediklerini bildirdi. Öte yandan Wang'a göre, virüsün genetik materyalinin analizi, okyanusta daha önce bilinmeyen bir viral ailenin varlığına işaret ediyor.

Prof. Dr. Alper Şener: Eylül ayında vaka sayılarında artış olabilir Haber

Prof. Dr. Alper Şener: Eylül ayında vaka sayılarında artış olabilir

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı'nda görevli Prof. Dr. Alper Şener, İngiltere'de Covid-19'un Omicron varyantının alt türevi olan Eris’e (EG.5.1) ilişkin değerlendirmede bulundu. Omicron varyantının alt türevi olan Eris'in (EG.5.1), Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletlerinde yaygın olarak görülmeye başladığına dikkate çeken Prof. Dr. Alper Şener, Türkiye’de Eylül ayı sonlarında doğru Eris varyantı vakalarının görülmeye başlanabileceğini dikkat çekti.  Prof. Dr. Alper Şener, Omicron varyantının alt türevi olan Eris'in (EG.5.1), Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletlerinde yaygın olarak görülmeye başladığını belirterek, “Birleşik Devletlerde yüzde 17’ye varan bir başvuru artışı ve hasta yatış oranlarında bir artış var. İngiltere’de yüzde 40’larda bir rakamlar telaffuz ediliyor. İrlanda’da da birkaç gün içerisinde yatış oranlarında bir artış oranı ön plana çıktı. İspanya yine İngiltere kaynaklı vaka sayılarında kısmi bir artışı Sağlık Bakanlığı aracılığıyla duyurdu. Avrupa Birliği ülkeleriyle çok seyahat olduğu için bu varyant havuzundan etkilenmeme şansımız yok gibi görünüyor. Ama bizim bir avantajımız var. Hali hazırda iklim anlamında baktığımızda dışarıda vakit geçiren gruplar içerisindeyiz. Uzmanlar bu ülkelerdeki vaka sayılarındaki artışı daha çok konserlerde kalabalıklaşmaya ve ağırlıklı olarak sinemalara bağladılar. Türkiye’de ise bu süreç biraz daha uzayacak gibi görünüyor. En azından Eylül ayı içerisinde belki 3’üncü, 4’üncü haftasından sonra karşı karşıya kalacağımız yada göreceğimiz vaka sayılarında artış olabilir. Eylül ayından sonraki olan periyotta vaka sayılarının test pozitifleri yine artacaktır. Bu vakalarda ağır hastalık tablosu olup olmadığına göre değerlendirip, hibrit bağışıklamanın Türkiye’de vaka sayısı açısından bir avantaj, koruyuculuk yelpazesi açısından bir avantaj olup, olmayacağını göreceğiz” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.