Cinsiyet değişikliği ameliyatına onay verdikleri iddiasıyla İstanbul Üniversitesi ve Tıp Etik Kurulu hakkında suç duyurusu
Cinsiyet değişikliği ameliyatına onay verdikleri iddiasıyla İstanbul Üniversitesi ve Tıp Etik Kurulu hakkında suç duyurusu
Reşit olmayan çocuklara cinsiyet değişikliği ameliyatı yapılmasına onay verdikleri iddiasıyla İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ile Tıp Etik Kurulu hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
Haber Giriş Tarihi: 23.08.2023 15:47
Haber Güncellenme Tarihi: 23.08.2023 15:47
Kaynak:
İHA
Reşit olmayan çocukların cinsiyet değişikliği ameliyatı olmasına onay verdikleri gerekçesiyle, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ile Tıp Etik Kurulu'na ve ameliyatı gerçekleştiren ancak kimlikleri tespit edilmeyen kişiler hakkında Cumhuriyet Kadınları Derneği tarafından suç duyurusunda bulunuldu. Savcılığa sunulan suç duyurusu dilekçesinde, 'ergenliğini tamamlamamış çocuklara cinsiyet değişikliği ameliyatına onay verildiği, tedavide ergenlik durdurma ve çapraz hormon verme uygulamalarında belirli bir yaş olgunluğunun olması şartı olduğu' belirtildi.
Dilekçenin devamında, “Henüz ergenliğini tamamlamamış 22 çocukta ‘ergenlik durdurucu hormonlar’ kullanılmış ve en az 6 çocukta, 18 yaştan önce ve geriye dönüşü mümkün olmayan cinsiyet değiştirmenin öncül ameliyatları yapılmıştır. Oysa cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşayan ergenlerin çoğunda bu hoşnutsuzluk ergenliğin sonunda gerilemektedir. Ergenliğin bitiminden önce hormonal ve cerrahi girişimlerde bulunulması bilime de, etiğe de, çocuk haklarına da ve dolayısıyla kanuna da aykırıdır" ifadelerine yer verildi. 'Taksirle yaralama’, ‘çocuklar üzerinde deney yapma’, ‘kısırlaştırma’ , ‘görevi kötüye kullanma’ ve ‘suçu bildirmeme' suçlarından, dava açılması istendi.
“LGBT dayatması işte budur, doğal cinsiyeti reddetmektir”
Olaya ilişkin Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı Meydanı'nda açıklama yapan derneğin yönetim kurulu üyesi Av. Gül Öykü Yılmaz Özkan, “Bir gazetenin geniş şekilde yer verdiği habere göre İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde hazırlanan bir makalede cinsiyet hoşnutsuzluğu teşhisi konan 18 yaşın altında 22 ergene cinsiyet değişikliğine yönelik hormonlar verildi ve bu çocuklardan 7'sine memelerin alınması, meme büyütme, ses ve yüzde kadınsılaştırma ameliyatlarının yapılmış olduğu bilgileri yer almıştır. Kamuoyunda ortaya çıkan tepkiler üzerine İstanbul Tıp Fakültesi Dekanlığı öğretim elemanlarının yazarı olduğu makalede yer alan işlemlere ilişkin çok yönlü bir inceleme başlattığını duyurmuştur. Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleriyse cinsiyetin doğumda tayin edildiği ve çocukluk döneminde değiştirilebileceği görüşüne yer verdiği açıklamasında, yapılanların bilimsel olduğunu savunmuştur. Dernek olarak yıllardır mücadele ettiğimiz LGBT dayatması işte budur. Doğal cinsiyeti reddetmektir. Küresel emperyalist sistemin tamamen köleleştirilmiş yeni insan, yeni toplum tasarımında önemli bir araç olarak kullandığı ve büyük paralar aktardığı LGBT hareketi ideolojik bir dayatmadır. Dolayısıyla hedefinde asıl olarak çocuklar vardır. Küresel LGBT dayatması bilim dünyasını da ele geçirmiştir. Bazı sözde bilim çevreleri çocuklara üç beş yaşlarından başlayarak cinsiyetlerini sorgulatmayı ve güya cinsiyetinden memnun olmayan çocuklara erken yaşlarda hormonlarla ve ameliyatla müdahale etmeyi bilimsel diyerek önermektedir. Ancak güneşi balçıkla sıvamak mümkün değildir. Artık batı ülkelerinde bile cinsiyet hoşnutsuzluğunun büyük çoğunlukla ergenliğin bitimine kadar ortadan kalktığı, bu çocuklara hormon verilmesini yeterli bilimsel kanıta dayanmadığı, temelinde bilim dışı bir toplumsal cinsiyet ideolojisinin bulunduğu, tıptaki ‘önce zarar verme’ etik ilkesini ihlal ettiği, bu nedenle durdurulması gerektiği yönünde bilim otoritelerince çağrılar yapılmakta, yasaklar konmaktadır. Dolayısıyla suç duyurumuza konu olan olayda cinsiyet hoşnutsuzluğu teşhisiyle on sekiz yaşın altında yirmi iki ergene cinsiyet değişikliğine yönelik hormonlar verilmesini 'Bilim böyle söylüyor' diyerek savunmak mümkün değildir. İstanbul Tıp Fakültesi bu ameliyatların kendi kurumlarında yapılmadığını belirtmişse de suç teşkil eden bu durumun bildirilmemiş olması da ayrı bir suçtur" dedi.
Özkan şöyle devam etti:
"19 yaşından gün almamış çocuklara cinsiyet değişikliğine yönelik yapılan hormon uygulamaları, ameliyatların tıbbi ve kanuni ilkelere aykırı cinsiyet değişikliği işlemleri olduğuna yönelik olarak soruşturma açılması, ilgililerin yasalara aykırı ameliyatları saptadıklarında suç duyurusunda bulunup bulunmadıklarının soruşturulması yönünden ceza tahkikatı başlatılması, bu ameliyatları yapan kişiler ile merkezlerin saptanarak haklarında işlem başlatılması isteğiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğumuzu açıklıyoruz” ifadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cinsiyet değişikliği ameliyatına onay verdikleri iddiasıyla İstanbul Üniversitesi ve Tıp Etik Kurulu hakkında suç duyurusu
Reşit olmayan çocuklara cinsiyet değişikliği ameliyatı yapılmasına onay verdikleri iddiasıyla İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ile Tıp Etik Kurulu hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
Reşit olmayan çocukların cinsiyet değişikliği ameliyatı olmasına onay verdikleri gerekçesiyle, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ile Tıp Etik Kurulu'na ve ameliyatı gerçekleştiren ancak kimlikleri tespit edilmeyen kişiler hakkında Cumhuriyet Kadınları Derneği tarafından suç duyurusunda bulunuldu. Savcılığa sunulan suç duyurusu dilekçesinde, 'ergenliğini tamamlamamış çocuklara cinsiyet değişikliği ameliyatına onay verildiği, tedavide ergenlik durdurma ve çapraz hormon verme uygulamalarında belirli bir yaş olgunluğunun olması şartı olduğu' belirtildi.
Dilekçenin devamında, “Henüz ergenliğini tamamlamamış 22 çocukta ‘ergenlik durdurucu hormonlar’ kullanılmış ve en az 6 çocukta, 18 yaştan önce ve geriye dönüşü mümkün olmayan cinsiyet değiştirmenin öncül ameliyatları yapılmıştır. Oysa cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşayan ergenlerin çoğunda bu hoşnutsuzluk ergenliğin sonunda gerilemektedir. Ergenliğin bitiminden önce hormonal ve cerrahi girişimlerde bulunulması bilime de, etiğe de, çocuk haklarına da ve dolayısıyla kanuna da aykırıdır" ifadelerine yer verildi. 'Taksirle yaralama’, ‘çocuklar üzerinde deney yapma’, ‘kısırlaştırma’ , ‘görevi kötüye kullanma’ ve ‘suçu bildirmeme' suçlarından, dava açılması istendi.
“LGBT dayatması işte budur, doğal cinsiyeti reddetmektir”
Olaya ilişkin Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı Meydanı'nda açıklama yapan derneğin yönetim kurulu üyesi Av. Gül Öykü Yılmaz Özkan, “Bir gazetenin geniş şekilde yer verdiği habere göre İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde hazırlanan bir makalede cinsiyet hoşnutsuzluğu teşhisi konan 18 yaşın altında 22 ergene cinsiyet değişikliğine yönelik hormonlar verildi ve bu çocuklardan 7'sine memelerin alınması, meme büyütme, ses ve yüzde kadınsılaştırma ameliyatlarının yapılmış olduğu bilgileri yer almıştır. Kamuoyunda ortaya çıkan tepkiler üzerine İstanbul Tıp Fakültesi Dekanlığı öğretim elemanlarının yazarı olduğu makalede yer alan işlemlere ilişkin çok yönlü bir inceleme başlattığını duyurmuştur. Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleriyse cinsiyetin doğumda tayin edildiği ve çocukluk döneminde değiştirilebileceği görüşüne yer verdiği açıklamasında, yapılanların bilimsel olduğunu savunmuştur. Dernek olarak yıllardır mücadele ettiğimiz LGBT dayatması işte budur. Doğal cinsiyeti reddetmektir. Küresel emperyalist sistemin tamamen köleleştirilmiş yeni insan, yeni toplum tasarımında önemli bir araç olarak kullandığı ve büyük paralar aktardığı LGBT hareketi ideolojik bir dayatmadır. Dolayısıyla hedefinde asıl olarak çocuklar vardır. Küresel LGBT dayatması bilim dünyasını da ele geçirmiştir. Bazı sözde bilim çevreleri çocuklara üç beş yaşlarından başlayarak cinsiyetlerini sorgulatmayı ve güya cinsiyetinden memnun olmayan çocuklara erken yaşlarda hormonlarla ve ameliyatla müdahale etmeyi bilimsel diyerek önermektedir. Ancak güneşi balçıkla sıvamak mümkün değildir. Artık batı ülkelerinde bile cinsiyet hoşnutsuzluğunun büyük çoğunlukla ergenliğin bitimine kadar ortadan kalktığı, bu çocuklara hormon verilmesini yeterli bilimsel kanıta dayanmadığı, temelinde bilim dışı bir toplumsal cinsiyet ideolojisinin bulunduğu, tıptaki ‘önce zarar verme’ etik ilkesini ihlal ettiği, bu nedenle durdurulması gerektiği yönünde bilim otoritelerince çağrılar yapılmakta, yasaklar konmaktadır. Dolayısıyla suç duyurumuza konu olan olayda cinsiyet hoşnutsuzluğu teşhisiyle on sekiz yaşın altında yirmi iki ergene cinsiyet değişikliğine yönelik hormonlar verilmesini 'Bilim böyle söylüyor' diyerek savunmak mümkün değildir. İstanbul Tıp Fakültesi bu ameliyatların kendi kurumlarında yapılmadığını belirtmişse de suç teşkil eden bu durumun bildirilmemiş olması da ayrı bir suçtur" dedi.
Özkan şöyle devam etti:
"19 yaşından gün almamış çocuklara cinsiyet değişikliğine yönelik yapılan hormon uygulamaları, ameliyatların tıbbi ve kanuni ilkelere aykırı cinsiyet değişikliği işlemleri olduğuna yönelik olarak soruşturma açılması, ilgililerin yasalara aykırı ameliyatları saptadıklarında suç duyurusunda bulunup bulunmadıklarının soruşturulması yönünden ceza tahkikatı başlatılması, bu ameliyatları yapan kişiler ile merkezlerin saptanarak haklarında işlem başlatılması isteğiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğumuzu açıklıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
En Çok Okunan Haberler